Üst Header Banner Reklam
 
Ümmetin Ve Milletin Birliğini Sağlamanın Adımını Atıyoruz
Türkiye, 15 Temmuz’dan önceki Türkiye değildir. Çelikten bir kütle gibi üzerine gelen darbeyi çıplak elleriyle durdurup püskürten, şehadeti şeref sayarak ölümün üzerine giden bu milleti yolundan döndürecek hiçbir güç tanımıyoruz.
6.03.2018 11:50:11
Bu haber 546 kez okundu
Ümmetin Ve Milletin Birliğini Sağlamanın Adımını Atıyoruz

 Şehadeti Şeref Sayarak Ölümün Üzerine Giden Bu Milleti Yolundan Döndürecek Hiçbir Güç tanımıyoruz

Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde (TBMM) AK Parti Grup Toplantısı’na katıldı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, toplantıda milletvekillerine ve partililere hitaben bir konuşma yaptı.

Konuşmasında Suriye ile ilgili değerlendirmelerde bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin sınırları boyunca kurulmaya çalışılan terör koridorunun rejimle de büyük ölçüde anlaşma sağlamasının tek bir hedefinin Türkiye olduğunu, Afrin’de ele geçirilen yerlerdeki tüm tahkimatların, tuzakların, silahların namlularının Türkiye’ye dönük olduğunu belirterek, “Hani dosttunuz ya, böyle mi dostluk? Hani biz müttefiktik, hani NATO’da beraberdik? Bunların hepsi evet aynen devekuşu gibi. Rakka tarafındaki petrol sahası kavgasını saymazsanız, Fırat’ın doğusunda da aynı durum geçerlidir” dedi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Avrupa Birliği ile olan köklü ilişkileri sebebiyle Batı bloğunda yer alan, NATO üyesi olan Türkiye’ye yönelik böyle bir hazırlığın yapılmasının DEAŞ’la, Suriye’nin istikrarıyla, güvenlik kaygılarıyla izah edilemeyeceğine dikkat çekti.

“TOPRAKLARIMIZDA BAŞARAMADIKLARINI SINIRLARIMIZ ÖTESİNDEN GERÇEKLEŞTİRMEYE ÇALIŞANLARA MEYDANI BIRAKMAYACAĞIZ”

Suriye’deki gelişmelerde hedefin Türkiye’nin toprak bütünlüğü, birliği, beraberliği, bekası ve kalkınmasındaki azmi, gücü olduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İstedikleri kadar yalan söylesinler, istedikleri oyalama taktiğini kullansınlar, istedikleri diplomasi oyunlarını oynasınlar, biz bu gerçeği görüyoruz ve her fırsatta da yüzlerine vuruyoruz, vurmaya devam edeceğiz. Sahalardaki bütün politikalarımızı buna göre belirliyoruz. Artık bizi kimin ne dediği değil kimin ne yaptığı ilgilendiriyor. Gözümüzün içine baka baka söylenen yalanlardan artık gına geldi. Onun için de somut uygulamasını görmediğimiz hiç bir sözün, hiç bir görüşmenin, hiç bir mutabakatın bizim nezdimizde bir kıymeti harbiyesi yoktur. Yıllardır topraklarımızda başaramadıklarını şimdi sınırlarımız ötesinden gerçekleştirmeye çalışanlara meydanı bırakmayacağız. Nasıl yıllardır içimizdeki fitnelere geçit vermediysek, 81 milyon tek yürek, tek ses olarak ezanımıza, bayrağımıza, istiklalimize, istikbalimize sahip çıktıysak, dışarıdan gelen tehditleri de aynı şekilde karşılamakta kararlıyız” şeklinde konuştu.

Bu konuda 15 Temmuz’un bir milat, bir kırılma noktası olduğunu söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Çelikten bir kütle gibi üzerine gelen darbeyi çıplak elleriyle durdurup püskürten, şahadeti şeref sayarak ölümün üzerine giden bu milleti yolundan döndürecek hiçbir güç tanımıyoruz” dedi. 15 Temmuz’un ardından önce Fırat Kalkanı Harekâtı, şimdi Zeytin Dalı Harekâtı konusunda ülke ve millet olarak gösterilen sağlam duruşun, bunun ispatı olduğunu söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan “Özgürlük mücadelesi silah değil yürek işidir, yürek. İman işidir. Elhamdülillah, bizim hem silahımız var, hem de kor gibi, ateş gibi yanan yüreğimiz, tunç gibi sağlam imanımız var. Türkiye’yi ve Türk milletini hiç bir köklü devlet geleneği bulunmayan, kendi aralarındaki didişmeler hariç ciddi bir mücadele birikimi olmayan topluluklarla karıştıranlara verilecek cevabımız şudur: Unutmayın biz her an atılacak her adıma hazır bir ülkeyiz, hazır bir milletiz. Eğer böyle bir devlete, böyle bir millete karşı üç beş teröristi, üç beş çapulcuyu tercih edenler varsa hiç şüpheleri olmasın ki bu cevabı onların da yüzlerine ve yüreklerine çok yakında çarparız, bunu da bilsinler” ifadelerini kullandı.

“SEÇİMLERE İTTİFAKLA GİRİLMESİ AK PARTİ’YE MÜNHASIR DEĞİL”

Konuşmasının devamında iç politikadaki gelişmeleri de değerlendiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, Afrika’dan Afrin’e kadar ülkenin geleceği için her yerde ve her konuda yoğun bir mücadele yürütülürken, ülkede giderek çapı ve seviyesi düşen bir ana muhalefet gerçeğiyle karşı karşıya olduklarını ifade ederek, ülkenin ve milletin bekasını ilgilendiren her kritik konuda bu partinin yanlış tarafta bulunduğunu görmekten üzüntü duyduklarını ifade etti.

Siyasi partilerin seçimlere ittifakla girebilmelerini temin için ilgili kanunlarda değişiklik yapılması sırasında da benzer bir manzarayla karşılaştıklarını söylen Cumhurbaşkanı Erdoğan, seçimlere ittifakla girilebilmesi hususunun ne AK Parti’ye, ne de başka partiye münhasır olmadığını, bunun daha önce farklı şekillerde uygulandığını ifade etti. Arzu eden tüm partilerin aralarında böyle ittifaklar kurabileceklerini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı seçiminde zaten doğal olarak gerçekleşecek bu ittifakın milletvekilliği seçimlerine teşmilinin, yürütme erkinde sağlanan istikrarın yasama organında da mümkün kılacak bir imkân olduğunu vurguladı.

“ÜMMETİN VE MİLLETİN BİRLİĞİNİ SAĞLAMANIN ADIMINI ATIYORUZ”

Bu işin bir başka faydasının da, geçmişte kimi seçimlerde zaten yapılan, ama adeta hülle yöntemi kullanılan seçim ittifaklarının hukukî zemine kavuşturulması olduğunu söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, eskilerin “önce refik, sonra tarik” sözüne atıfla, “Biz gittiğimiz yol kadar bu yola kimlerle gittiğimize de bakıyoruz” dedi. Seçim ittifakı konusunda MHP ile birlikte oluşturulan ittifakın kararlı bir şekilde Meclis’te yürüdüğünü söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan “Niye birileri rahatsız oluyor, neden, niçin? Ayrıca, Büyük Birlik Partisi de Cumhur İttifakı’nı desteklediğini açıkça ilan etti. Bu çatının altında olmasını arzu ettiğimiz partiler eğer kendilerine başka bir yol veya yol arkadaşı seçiyorlarsa, onlara da ‘güle güle’ demekten başka elimizden bir şey gelmez. Biz iyi niyetimizi, samimiyetimizi, hatta ısrarımızı defaatle ortaya koyduk” şeklinde konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan kendilerinin her şeyden önce azami müştereklerinin olduğu siyasi hareketlerle, siyasi partilerle beraber olmanın ittifakını kurduklarını, asgari müştereklerin olduğu partilerle beraber olamayacaklarını söyleyerek, “Biz azami müştereklerimizin olduğu siyasi hareketlerle beraber olma kararını verdik. Adımı da bunun için böyle attık. Biz ümmetin birliğini, beraberliğini sağlamanın, milletin birliğini, beraberliğini sağlamanın adımını atıyoruz ve bu ittifakın da buna hizmet ettiğine inanıyoruz” dedi.

“TÜRKİYE’NİN HİÇBİR ÜLKEYE VE ULUSLARARASI KURUMA KARŞI ÖN YARGISI YOKTUR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşmasının devamında dış politikayla ilgili değerlendirmelerde bulundu: “Avrupa Birliği oyunbozanlık etmemiş olsaydı, Türkiye bugün bir Avrupa Birliği ülkesi olarak küresel siyasetteki yerini alacaktı. Aynı şekilde Amerika tercihlerini yanlış kullanmamış olsaydı, hem kendimiz, hem dostlarımız için bölgede işler çok daha başka türlü gelişecekti. Rusya ve İran’la anlaştığımız ve birlikte olduğumuz hususlar var, anlaşamadığımız ve dolayısıyla karşı karşıya geldiğimiz konular da var. Türkiye’nin hiçbir ülkeye, hiçbir uluslararası kuruma karşı ön yargısı yoktur. Biz herkesle konuşmaya, herkesle iş birliğine, herkesle ortak projelere varız, yeter ki bizim hassasiyetlerimize saygı gösterilsin, asgari müştereklerin zemini azamiye dönüşsün. Gerisine hâlledilebilecek meseleler olarak bakıyoruz, çözeriz onları. Türkiye’yi terör örgütleriyle mücadelesi, S-400 Hava Savunma Sistemleri’ni alması dolayısıyla eleştirenler, dönüp kendi yaptıklarına bir baksalar eminim haklılığımızı kabul edecekler. Sen kalkacaksın Yunanistan’ın S-300’leri gündeme geldiğinde, şu anda S-300’ler var, Yunanistan’a ses çıkarmayacaksın, Türkiye S-400’leri alacağı zaman, sizlerden istediğinde vermeyeceksin. Ama Rusya’dan S-400’leri alma yoluna gidince, anlaşınca, ‘NATO ülkeleri için bu yanlıştır’ diyeceksin. NATO’nun Genel Sekreteri ne diyecek? ‘Hayır, Türkiye bu konuda özgürdür, istediği gibi hareket eder’ diyecek. Öbürü de, ‘Bak yaptırım uygulayabiliriz’ diyecek. Böyle ittifak, böyle bir dayanışma söz konusu olabilir mi? Bunların hepsi bugüne kadar yanlış alışkanlıklarıdır. Ama bu yanlış alışkanlıklar kusura bakmasınlar bize geçmez. Biz yolumuza devam edeceğiz ve bu yönde sorgulamalara da gelemeyiz. Biz bu süreçte sağlam duracak, taviz vermeden kendi hedeflerimize doğru yürümeyi sürdüreceğiz.”

“KADININ GASP EDİLEN HER HAKKI, TÜM İNSANLIĞA YÖNELTİLMİŞ BİR TEHDİTTİR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşmasının sonunda seçimlerle ilgili değerlendirmelerde bulundu. AK Parti’nin milletin teveccühüyle kurulmuş, bugüne kadar da sadece ve sadece milletin desteğiyle gelmiş bir parti olduğunu söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2019 seçimlerinde bu desteği çok daha ileri seviyelere çıkartmak zorunda olduklarını söyledi. Bunun için tüm partililere önemli görevler düştüğünü ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan kaybedecek vakitleri olmadığını tekrarladı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan kendilerini yoğun bir programın beklediğine dikkat çekerek, yaklaşan Kadınlar Günü ile ilgili değerlendirmelerde bulundu. Kendileri için kadının her şeyden önce insan olduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan sözlerini şöyle sürdürdü: “Kadının gasp edilen her hakkı tüm insanlığa yöneltilmiş bir tehdittir. Kadının maruz kaldığı her zulüm, her adaletsizlik tüm insanlığın onuruna vurulmuş bir darbedir. Üstelik kadın, diğer özelliklerinin yanı sıra anne ve eş sıfatlarıyla toplumda ayrı ve çok daha ulvi bir konuma sahiptir. Dünyada kadınlarla ilgili sorunların bu derece tartışılmasının, bu konuda ifrat ve tefrit noktasında çok farklı uçlara savrulmasının ve böyle bir anlayışın yaşanmasının sebebi işte bu temel bakış açısındaki eksikliktir. Erkekle kadını tıpkı bir bedenin iki yarısı gibi düşündüğümüzde fonksiyonlarında farklılıklar olmakla birlikte, aslında ikisinin aynı olduğunu görürüz. Hatta daha da ötesi, biri olmadan diğerinin bir anlamı yoktur. Bizim inancımızda insana dair mükellefiyetler ve mükâfatlar sayılırken, daima kadın ve erkek birlikte zikredilir. Kadınlarla ilgili zaman içinde ve tamamen farklı kaynakların etkisiyle ortaya çıkan yanlış anlayışları, yanlış uygulamaları hakikatin kendisi olarak asla kabul etmiyoruz. Bizim için tek hakikat, insanlar arasında derisinin rengine, kökenine, diline, boyuna posuna, bütün bunlara göre ayrım yapılamayacağı gibi, cinsiyetine göre ayrımcılığın olmayacağıdır. Bunun tersini düşünen, iddia eden, böyle davranan kim olursa olsun inancımıza da, medeniyetimizin özüne de, kadim kültürümüzün ruhuna da ters düşmüş olur. İnşallah kadınlarla ilgili tüm ayrımcı anlayışları ve uygulamaları ortadan kaldırarak bu konudaki yanlışların kökünü kurutacağız.”

Anahtar Kelimeler
YORUMLAR
 
 
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. Ayrıca suç teşkil edecek hakaret içerikli yorumlar hakkında muhatapları tarafından dava açılabilmektedir.
Henüz yorum yapılmamış ilk yorum yapan siz olun...
2
Sağ 300x250 Reklam
YAZARLAR