Türkiye Tüm Mazlumların Umudu Olmaya Devam Ediyor
İç meseleleriyle uğraşmaktan etrafındaki olup bitenlerle ilgilenmeyen, yarı müstemleke bir Türkiye görüntüsü çok uzun yıllar bazı çevrelerin işine geldi. Aynı şekilde, millet nazarında hiçbir karşılıkları olmadığı halde, millete mürebbiyelik yapmayı kendilerine hak görenler, millî iradenin güçlenmesini bir türlü kabullenemediler.
8.05.2016 14:26:52
Bu haber
494 kez okundu
“Etrafındaki Ateş Çemberine Rağmen, Türkiye Tüm Mazlumların Umudu Olmaya Devam Ediyor”
Belediye Nikah Sarayı’nın salonunda düzenlenen yemekte bir konuşma yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Malatya’da yapımı tamamlanan hizmetlerin toplu açılış töreni vesilesiyle bulunduğuna işaret ederek, hizmete sunulan 28 ayrı eser ve hizmetin şehre ve şehir halkına hayırlı olmasını diledi.
Türkiye’nin de içinde olduğu geniş bir coğrafyanın tarihi nitelikte bir değişim ve dönüşüm süreci yaşadığına dikkat çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Etrafındaki ateş çemberine rağmen, Türkiye bir güven ve istikrar adası vasfıyla tüm mazlumların umudu olmaya devam ediyor. Ülkeyi yönetme sorumluluğunu üstelenen siyasetçiler olarak bizler de, bu sancılı dönemde milletimizin kılına zarar gelmemesi için gecemizi gündüzümüze katarak var gücümüzle çalışıyoruz. Bir taraftan ülkelerindeki krizden kaçıp bize sığınan ihtiyaç sahiplerine yardım ederken, diğer taraftan mega projeleri tek tek hayata geçiyoruz” dedi.
“TÜRKİYE’NİN KENDİ BAŞARI HİKÂYESİNİ YAZMASINDAN RAHATSIZ OLAN KESİMLER VAR”
Pazartesi günü açıklanan enflasyon rakamların, Türkiye’nin son bir yılda yaşadığı iki seçime, atlattığı onca badireye rağmen, ekonomide sağlanan güven iklimini yeniden tescil ettiğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, ekonomide yaşanan gelişmeye, rakamlar eşliğinde örnekler verdi ve “Dikkatinizi çekiyorum, bunlar, yaşadığımız onca tehdide, sabotaj girişimine, saldırıya rağmen ulaşılmış başarılardır. Yani bir tarafta içeride ve dışarıda terörle mücadele ediyorsun, öbür tarafta 3 milyon insana ensar muamelesi göstererek onlara ev sahipliği yapıyorsun; bir diğer taraftan da büyümeye devam ediyorsun. Yani ‘alan el’ değil ‘veren el’ olan Türkiye’nin geldiği nokta budur. Yine bu rakamlar, uluslararası kuruluşların ülkemizle ilgili tahminlerinin çok üstündedir. Dünyanın en ücra köşesindeki bir ülke dahi hapşırsa nezle olan bir Türkiye’den, küresel krizlere direnç kazanmış, kendi imkânlarıyla bu krizleri aşan bir Türkiye’ye geldik” diye konuştu.
“Bu durumu hazmedemeyen, Türkiye’nin kendi başarı hikâyesini yazmasından, diğer ülkelere örnek olmasından rahatsız olan kesimler olduğunu biliyoruz” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “İç meseleleriyle uğraşmaktan etrafındaki olup bitenlerle ilgilenmeyen, güçsüz, iddiasız, yarı müstemleke bir Türkiye görüntüsü, çok uzun yıllar bu çevrelerin işine geldi. Aynı şekilde, millet nazarında hiçbir karşılıkları olmadığı halde, millete mürebbiyelik yapmayı kendilerine hak görenler, millî iradenin güçlenmesini bir türlü kabullenemediler. Çünkü bunlar için Türkiye, uğruna can verilecek bir vatan değil, sadece imkânlarından faydalanılacak bir ülkedir. Millete tepeden bakmaya, milleti hor görmeye alışanlar, Yeni Türkiye’yi kendileri için ‘yaşanmaz’ bir yer olarak ifade etmeye başladılar. Rahmetli Cemil Meriç, böyleleri için ‘Vatanı yaşanmaz görenler, vatanını yaşanmazlaştıranlardır.’ diyor.”
“KENDİ ÜLKESİNE KARŞI HUSUMET BESLEYENLER, HER DÖNEMDE FARKLI KİMLİKLERLE KARŞIMIZA ÇIKTI”
2002 yılı 3 Kasım’ından beri, bu kesimlerin medyada, siyasette, akademide, ticarette, sanatta, sinemada bolca örneklerine şahit olduklarını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Kendi ülkesine ve milletine karşı husumet besleyenler, her dönemde farklı kimliklerle karşımıza çıktılar. Kimi zaman darbeci oldular, kimi zaman vesayetçi oldular, kimi zaman Gezici oldular, kimi zaman paralel yapı oldular. Adları ve temsilcileri farklıydı, ama amaçları aynıydı” ifadelerini kullandı.
Bunların pek çoğunu, geçmişten beri bildiklerini ve ona göre temkinli olduklarını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, devamında şunları söyledi: “Fakat bazen hiç ummadığımız yerlerden darbeler aldığımız da oldu. Paralel ihanet çetesi, bunlardan biriydi. Bu çete, milletimizin çocuklarının rızkından keserek verdiği imkânları, himmetleri, hayır ve hasenatı dünyanın dört bir köşesinde Türkiye karşıtı lobilere peşkeş çekti. Bir çok yerlerde, senato seçimlerinde, milletvekili seçimlerinde onlara bunları parasal yardımla yedirdi. ‘Hizmet’ diyerek, ‘altın nesil’ diyerek devşirilen Anadolu çocukları, bugün dünyanın dört bir yanında ülkemizin ve milletimizin itibarını lekelemek için birer piyon olarak kullanılıyor. Son Amerika ziyaretimizde konferans vermek üzere gittiğimiz binanın önünde gördüğümüz utanç tablosu, bu çetenin artık kimlerin oyuncağı olduğunun en son örneğidir. Bölücü örgütün mensuplarıyla, Ermeni diasporasıyla birlikte hareket etmekten, aynı safta yer almaktan çekinmeyen paralel ihanet çetesinin mensupları, adeta ülkeleriyle hiçbir bağlarının kalmadığını ilan ediyorlardı. Ermeni ASALA örgütünün mensuplarıyla bir aradaydılar, YPG ile bir aradaydılar. Ve orada onların paçavraları önünde orada bize karşı slogan atıyorlardı.”
“KARANLIK ODAKLARLA İŞ TUTAN HERKES, ZAMANI GELİNCE MİLLETİMİZE MUTLAKA HESAP VERECEKTİR”
Aynı şekilde bölücü terör örgütünün siyasi temsilcilerinin de, ülke ülke dolaşarak, terör örgütünün kanlı eylemlerini temize çıkarmaya, canlı bombaları kahraman gibi göstermeye, terörü meşrulaştırmaya çalıştıklarına dikkat çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ana muhalefet partisinin de, bunlara lojistik ve moral destek verdiğini görüyoruz. Milletten korktukları için dokunulmazlık konusunda güya bir tavır aldılar. Şimdiden o konuda da su koyuvermeye, işi sulandırmaya, yokuşa sürmeye başladılar. Ancak şunu bir an olsun akıllarından çıkarmasınlar ki; milletimiz yaşanan tutarsızlıkların, girilen kirli ittifakların kaydını hafızasına kaydediyor. Güneşe karşı gözlerini kapayan sadece kendisine gece etmiş olur, olay budur. Karanlık odaklarla iş tutan herkes, zamanı gelince milletimize mutlaka hesap verecektir” şeklinde konuştu.
Siyasete atıldığı ilk günden itibaren Hz. Peygamber’in “İki günü bir birine eşit olan ziyandadır” sözünü kendisine temel bir ilke olarak rehber edinmeye çalıştığını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, 40 yıldır, bu kutlu emri pusula yaparak, her gün millete hizmet etmenin, taş üstüne taş koymaya; millet için hizmet üreten, proje ortaya koyan, gayesi, ideali olan kim varsa desteklemeye, ve önünü açmaya gayret ettiklerini kaydetti.
“BİZİM İÇİN ASIL MESELE 79 MİLYONUN MENFAATİDİR”
Kendileri için asıl meselenin, 79 milyonun menfaati olduğunun altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti: “Bizim asıl hedefimiz, Hakk’ın rızasını kazanmak, halkımızın da gönlünde kendimize müstesna bir yer edinmektir. ‘İnsanların en hayırlısı insanlara faydası olanıdır’; ölçü bu. Bir siyasetçi, bu dünyadan göçüp gittiğinde arkasından “Allah razı olsun bu ülkeye hizmet etti” dedirtebiliyorsa, o iyi ve başarılı bir siyasetçidir. Bizim milletimiz, tarih boyunca kendisine ‘hizmet eden’ ile ‘istismar eden’, hasbi ile hesabi olanı ayırt eden bir millettir. Unutmayın, milletin hassas terazisi hiçbir zaman şaşmaz. 7 Haziran’la 1 Kasım’a bakın, şaştı mı? Şaşmadı. Anında, o 4- 5 aylık süreçte kantar, tam manasıyla yerine oturdu. Niye? Milletin terazisi şaşmaz. Bu aziz millete güvenen, onunla yol yürüyen herkes daima kazanmıştır. Biz siyasi hayatımız boyunca bunu defalarca yaşadık, tecrübe ettik. Malatyalı kardeşlerimiz, milletimizin kahir ekseriyeti gibi, Türkiye’nin karşı karşıya olduğu her kritik eşikte, milli iradenin yanında saf tuttu. Önümüze çıkartılan engelleri, demokrasimize ve ekonomimize yönelik sabotaj girişimlerini biz, işte bu salonu dolduran sivil toplum kuruluşlarımızla birlikte bertaraf ettik.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugün Türkiye’de demokrasi kök salmışsa, kendi mücadelelerinin yanı sıra, iradesinin yok sayılmasına asla rıza göstermeyen Malatya ve onun gibi şehirlerin sayesinde olduğunu vurguladı ve devamında şöyle dedi: “Sizler bu şekilde dik durduğunuz müddetçe, Türkiye emin adımlarla 2023 hedeflerine yürüyecek, tüm kriz beklentilerini bir kez daha boşa çıkaracaktır. Sizin iradenizi istiskal etmek, gasp etmek için nöbet bekleyenler, hep hayal kırıklığına uğrayacaktır. Ekonomide krizi çıkması için dua edenler var biliyor musunuz? Spekülasyonlarla servetine servet katmaya alışmış simsarlar, umduklarını bulamayacaklardır. Kandan ve candan beslenen vampirler gibi ülkemizin üzerine atlayan teröristler de, onların iplerini ellerinde tutanlar da gayelerine ulaşamayacaklardır, bunun da bilinmesini istiyorum. Çünkü biz gücümüzü Hak’tan ve halktan alıyoruz, farkımız bu. Çünkü bizim arkamızda milletimiz var, bizim arkamızda Malatya var. Bizim arkamızda gönülleri ve duaları bizimle olan yüz milyonlarca garip, mağdur, mazlum var. Bundan daha büyük bir güç olabilir mi?”
“TÜM ÖMÜR BİZİM ANNELER GÜNÜMÜZDÜR”
Malatya’ya hizmet etmenin, sadece hükümetin ve devletin sorumluluğunda olmadığına işaret ederek, Malatyalı iş adamlarından, kendi şehirlerine karşı daha fazla sorumluluk üstlenmesi ve ellerini taşın altına daha fazla koymasını isteyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, Malatyalı iş adamlarını hem Malatya’ya hem bölgeye hizmet verecek bir onkoloji hastanesi projesine, imkânları ölçüsünde katkı sağlamaya davet etti. Hz. Peygamber’in, öldükten sonra ardında insanlara hizmet veren bir sadaka-i cariye, hayırlı bir evlat insanların istifade ettiği bir ilim bırakanların amel defterinin kapanmayacağı yönündeki hadisini hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Evet, sadece bugünü değil geleceği, beka âlemini de düşünüyorsak bu kutlu tavsiye uyarınca adımlarımızı atmalıyız. Ben buradaki her bir iş adamı kardeşimin meseleye bu şekilde yaklaşarak, gereken tavrı göstereceğine inanıyorum” sözlerine yer verdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasının sonunda, toplu olarak açılışı yapılan hizmetlerin Malatya’ya hayırlı olmasını diledi ve tüm annelerin yarın kutlanacak olan Anneler Günü’nü tebrik ederek sözlerini şu cümlelerle tamamladı: “Tüm ömür bizim anneler günümüzdür. Çünkü anneler başka. Biz onların eseriyiz. Ayaklarının altı öpülesi anneler… Şu anda annesi hayatta olanlar belki bu işin kıymetini bilmeyebilir; ama annesini kaybetmiş olanlar bu işin kıymetini çok daha iyi anlar. Anneler gününüzü tebrik ediyorum. Sizleri sevgi ve saygıyla selamlıyorum.”
Anahtar Kelimeler
YORUMLAR
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter
kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. Ayrıca suç teşkil edecek hakaret içerikli yorumlar
hakkında muhatapları tarafından dava açılabilmektedir.
Henüz yorum yapılmamış ilk yorum yapan siz olun...
2