Üst Header Banner Reklam
Türk Milleti Genellikle Dindar Ve Muhafazakardır Ama...
Atatürk;1937’de Anayasa’ya laiklik ilkesinin konmasını sağlarken İslam’ın dünya hayatını düzenleyen normlarını toplumdan uzak tutmayı değil din adına yapılan baskıları devre dışı bırakmayı hedeflemiştir.
28.04.2016 11:21:21
Bu haber 631 kez okundu
Türk Milleti Genellikle Dindar Ve Muhafazakardır Ama...

 SEMİH YALÇIN TWİTTER HESABINDAN SESLENDİ

MERHUM TİMURTAŞ UÇAR LAİKLİK NEDİRİ ANLATIYOR

TBMM Başkanı İsmail Kahraman’ın ‘laiklik anayasada olmamalı’ sözleri tartışılmaya ve linç kampanyasına devam ediliyor.

MHP ve CHP Meclis Başkanı Kahraman’ı yerden yere vuruyorlar.

Bugün de MHP Genel sekreteri Semih Yalçın bu konuya müdahil oldu.

Yalçın’ın twitter hesabından paylaşımı şöyle:

Laiklik, sosyal hayatta din kurallarına tabi olmayan hukuk anlayışını ifade eder.

Bununla birlikte laiklik; dinî hayatın koruyucusu, din ve vicdan özgürlüğünün de teminatıdır.

Laiklik; kişilerin fikir, anlayış veya hayat tarzını değil, devletin inançlar, toplum ve kurumlar karşısındaki tutumunu belirler.

Gerçek anlamda laiklik; din ile devlet işlerinin ayrılmasını ve devletin din karşısında tarafsız kalmasını, arklı dinlere inananlar arasında hiçbir ayrım yapılmamasını, böylece din özgürlüğünün sağlanmasını; buna karşılık dini otoritenin, esasların ve inançların hiçbir şekilde devlet ve dünya işlerine karıştırılmamasını gerektiren bir ilkedir.

Atatürk;1937’de Anayasa’ya laiklik ilkesinin konmasını sağlarken İslam’ın dünya hayatını düzenleyen normlarını toplumdan uzak tutmayı değil din adına yapılan baskıları devre dışı bırakmayı hedeflemiştir. Ancak kendisinden sonra gelenler onu anlayamadıkları için laikliği bir tür dayatmaya dönüştürmüşlerdir.

“Laiklik, yalnız din ve dünya işlerinin ayrılması demek değildir. Bütün yurttaşların vicdan, ibadet ve din hürriyeti de demektir.” K.ATATÜRK

“Laiklik asla dinsizlik olmadığı gibi, sahte dindarlık ve büyücülükle mücadele, gerçek dindarlığın gelişmesi imkânını temin etmiştir.” ATATÜRK

Elbette Türk milleti genellikle dindar ve muhafazakârdır. Ancak milletimiz; dindarlığını siyasette umuma değil, ibadette Rabb’ine göstermeyi sever.

Laiklik meselesi Anayasamızın 2. Maddesinde tanzim edilmiştir. Bizim için dokunulmaz ve vazgeçilemez ilk dört madde içinde yer almaktadır.

Anayasa bir din kitabı olmadığı gibi, inanç ve ibadet hürriyetinin sınırlarını belirleyen bir ansiklopedi de değildir. Hiçbir yasa ibadet de inanç da dayatamaz. İşte laiklik burada devreye girmektedir. Kişilerin kurumların, çıkar gruplarının, cemaatlerin, toplumun herhangi bir kesimine inanç, ibadet şekli dayatmasına engel olmak için laiklik gerekli Halkın inanç ve ibadeti bağlamında devletin nötr ve tarafsız olması, laiklikle mümkündür.

Devlet, herkese eşit mesafede ve yakınlıktadır. Böylece zorlama ve dayatmaların önüne geçilir.

Laiklik olmadığı takdirde iktidar sahipleri ve egemen güçler kendi inançlarını ve hayat tarzlarını dayatmaya kalkışır.

Belli ki Meclis Başkanı İsmail Kahraman’ın da Anayasa’dan laikliğin kaldırılmasını istemesinin arkasında, Millî Görüş öğretisinden kalma dogmaları halka dayatabilecek hukuki boşluğun teşekkülünü arzu etmesi yatmaktadır.

Sayın Kahraman’a ve onun gibi düşünen iktidar sahiplerine tavsiyemiz; Peygamber’imizin bir hadisinde buyurduğu gibi “ibadetlerini gösterişten uzak tutmaları”; halkın inançlarıyla oynamaktan, her vesileyle dindarlık görüntüsü vermekten ve riyadan vazgeçerek Türkiye’de din ve diyanetin özgürce yaşanmasına fırsat vermeleridir.

Anahtar Kelimeler
YORUMLAR
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. Ayrıca suç teşkil edecek hakaret içerikli yorumlar hakkında muhatapları tarafından dava açılabilmektedir.
Henüz yorum yapılmamış ilk yorum yapan siz olun...
2
Sağ 300x250 Reklam
YAZARLAR