Üst Header Banner Reklam
TÜRK, KÜRT, SÜNNİ, ARAP, ALEVİ AYRIMI BİZE YASAKTIR
Aziz dava arkadaşlarım, Türkiye’nin birlik ve bütünlüğüne her zamankinden daha çok özen göstermemiz gereken bir dönemdeyiz. Daha önceki tehditler çeşitlenerek ülkemizi zaafa uğratmaya çalışıyor...
10.01.2016 21:40:17
Bu haber 757 kez okundu
TÜRK, KÜRT, SÜNNİ, ARAP, ALEVİ AYRIMI BİZE YASAKTIR

 Başbakan Davutoğlu, AK Parti 24. İstişare ve Değerlendirme Toplantısı‘nın kapanışında konuştu.

Ocak 10.2016

Hepimizin beklentisi teröre, şiddete, baskıya, kısıtlamaya, yasaklara karşı omuz omuza vermemizdir.

Başbakan Ahmet Davutoğlu, AK Parti 24. İstişare ve Değerlendirme Toplantısı'nın kapanış konuşmasının başında basın mensuplarının 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü'nü kutladı.

Başbakan Davutoğlu konuşmasına şöyle devam etti:

"Onlara da ifade ettim tek beklentimiz, onlardan tek talebimiz güzel haberler vermeleri, Allah hep güzel haberlerle bizi karşılaştırsın. Ama şunu da ifade edeyim ki, basın ve medya özgürlüğü demokrasinin olmazsa olmaz şartlarındandır. Ve Türkiye’de herkes fikir ve düşünce özgürlüğüne, bu çerçevede ifade özgürlüğüne basın medya da düşüncelerini açık ve net ifade etme hakkına sahiptir. Bunun istisnası vardır hiç kimse, hiçbir vatandaş, hiçbir insanın yapmayacağı gibi basınımızın da terör ve şiddet konusunda herhangi bir yanlış anlaşılmaya mahal bırakacak bir tavır içine girmemesi. Hepimizin beklentisi teröre, şiddete, baskıya, kısıtlamaya, yasaklara karşı omuz omuza vermemiz ve özgürlükleri bu ülkede bütün kapsamıyla yaşanır kılmamız. Tekrar güzel haberler vermeleri dileğimi bir kez daha huzurunuzda tekrar ediyorum."

BİR AİLE TOPLANTISI GERÇEKLEŞTİRDİK

"Bir istişare toplantımızı daha bugün başarıyla ve kardeşlik duygularımız pekişmiş bir şekilde tamamladık. Daha önceki 23 istişare toplantısında olduğu gibi yine Türkiye’yi konuştuk, Türkiye’nin meselelerini, hedeflerini, vizyonumuzu değerlendirme imkanı bulduk. Partimizin ve Hükümetimizin yeni yılda ve önümüzdeki 4 yıl içinde takip edeceği yol haritasını, gerçekleştireceğimiz reformları, ülkemize yapacağımız hizmetleri birer birer ele aldık. Bakanlarımızla milletvekillerimiz bir araya geldiler hem kaynaştılar, hem görüş alışverişinde bulundular. İlk kez 26. dönem sonrasındaki ilk toplantı olması hasebiyle de değişik vilayetlerden gelen milletvekillerimiz bu kez aileleriyle birlikte tanışma imkanı buldular. İllerin, bölgelerin sorunları konuşuldu, hedeflerimiz hakkında milletvekili arkadaşlarımız ilk elden bilgi edinme, kanaatlerini paylaşma fırsatı buldular. Özellikle de bugün sabah gerçekleştirdiğimiz toplantı da 5,5 saate yakın tek tek illerimizden milletvekillerimizin aldığı sözlerle ifade ettikleri hususları bakanlarımız not ettiler, kaydettiler. MKYK üyelerimiz, milletvekili arkadaşlarımız, Genel Merkez, Kadın ve Gençlik Kollarımızı, MYK üyelerimiz her konuda görüş ve bilgi alışverişinde bulundular, tespit izlenim ve değerlendirmelerini birbirlerine aktardılar. Temel meseleler üzerinde yapılan resmi toplantıların yanında, siyasetin belli meseleleri ve sorun alanlarıyla ilgili olarak ayrıca informel onlarca toplantı, sohbet imkanı söz konusu oldu. Partimizin temellerini atan bu büyük siyasi akımı gün içine çıkaran kurucu üyelerimiz, parti organlarındaki üyelerimiz ve vekillerimizle hep beraber samimi bir ortamda bir aile toplantısı gerçekleştirdik.

Aziz dava arkadaşlarım, istişare toplantılarımızın en güzel yani birçok arkadaşımızın aileleriyle birlikte olmalarıydı. Cıvıl cıvıl çocuklar, bebekler ve her istişare toplantısında büyüdüğünü biraz daha gördüğümüz çocuklarımız, torunlarımız hep beraber bir aradaydık. Ailelerimize, eşlerimize, çocuklarımıza bu süreçte çoğu zaman yeterince vakit ayıramıyoruz, bu anlamda bu istişare toplantımızı zenginleştiren eşlere ve sevgili çocuklara hassaten teşekkür ediyorum. Ayrıca sadece teşrifleri dolayısıyla değil, bütün eşlere siyasi mücadelemizde bize verdikleri destek dolayısıyla, katlandıkları fedakarlıklar dolayısıyla bir kez daha huzurunuzda teşekkürü bir borç biliyorum. Onların yaptıkları fedakarlıklar olmamış olsaydı muhtemelen bu kadar huzurlu bir ortamda böylesine güzel bir toplantı gerçekleştiremeyecektik."

AK PARTİ ORTAK AKIL HAREKETİDİR

"Yoğun mesailerimizi bir kenara bırakıp yüz yüze değerlendirmeler, görüşmeler yaptık. İlk olarak Meclis gündemimizi ve kongre sonrasında ihdas edilen birimlerimizi etraflıca konuştuk. Ardından paralel dört oturum şeklinde dört önemli konuda Başbakan Yardımcılarımız, Bakanlarımız ve Genel Başkan Yardımcılarımız alanlarıyla ilgili sunuşlar gerçekleştirdi. Yapılan sunumlar kadar anlamlı olan bütün arkadaşlarımızın geniş bir katılımla özgürce eleştirilerini, uyarılarını, tekliflerini gündeme getirmeleri oldu. Söz alan, fikir beyan eden, öneri getirerek siyasetimize katkıda bulunan siz bütün arkadaşlarıma teşekkürü bir borç biliyorum. Bu anlamda da istişaremizin her zaman olduğu gibi verimli bir dönemin başlangıcı olması hasebiyle de faydalı olduğu kanaatindeyim.

Emin olunuz ki, her cümleniz, her öneriniz, her eleştiriniz bizim için son derece önemlidir. AK Parti budur, AK Parti ortak akıl hareketidir, AK Parti ortak irade hareketidir, AK Parti ortak söylem hareketidir, AK Parti ortak eylem hareketidir. Biz özümüzle, sözümüzle, eylemimizle, vizyonumuzla hep milletimizle birlikte olduk, hep milletimizle birlikte olacağız. Sizlerin ülke meselelerine ilginiz, vukufiyetiniz AK Parti’nin milletimizin ve ülkemizin en değerli güvencesidir sağ olun, var olun. Bu sunumlara gerek anlatımlarıyla, gerek moderatörlük göreviyle katkı sunan Başbakan Yardımcılarımıza, Genel Başkan Yardımcılarımıza ve Bakan arkadaşlarımıza teşekkür ediyorum."

BİZİM HAREKETİMİZ İÇİNDE 78 MİLYONU KUCAKLAYAN BİRLİK VARDIR

"Değerli arkadaşlar, bütün bunları konuştuk, ama bununla da yetinmedik. Bu güzel vesileyle birbirimizi çok daha yakından tanıma, muhabbetimizi geliştirme, derinleştirme imkanı da bulduk. Zira hareketimiz için, misyonumuz için, yeni güçlü Türkiye tasavvurumuz için aslolan muhabbettir, sevgidir. 1 Kasım gecesi Konya’da Hazreti Mevlana’ya atfederek ifade ettiğim gibi biz bu bereketli topraklara sadece sevgi tohumları ekmeye geldik. Allah sevgi tohumlarımızı bereketli kılsın. Bizim dilimizde, sözümüzde nefret yok, öfke yok, herhangi bir şekilde şiddet yok. Biz sevgi, muhabbet hareketiyiz ve sevgiyi politikamızın, insanı yaşatmayı siyasi felsefemizin omurgası olarak telakki ettik. Bir hareketin, bir akımın, bir ekolün mayasında, özünde insan sevgisi, muhabbet yoksa o hareketten hiçbir bereket hasıl olmaz. Biz inançla, aşkla, heyecanla var olmuş bir hareketiz. Allah’ın izniyle ülkemize, vatanımıza, bayrağımıza, kitabımıza, şehit ve gazilerimize aralarında hiçbir ayrım yapmadan 78 milyon insanımıza duyduğumuz sevgi ve muhabbet uzun senelerce vatandaşlarımıza hizmet etmemizin zemini olacaktır. AK Parti Afyon’da başlattığı bu güzel geleneğiyle baştan beri hep büyük bir aile oldu ve bu güzel özelliğimizi daha da güzelleştirdiğimiz bir kamp sonrasında bir kere daha görmüş olduk. Bizim hareketimiz içinde fraksiyonlar yoktur, bizim hareketimiz içinde bölgecilik yoktur, bizim hareketimiz içinde dar, etnik milliyetçilik yoktur, biz hareketimiz içinde dar kapsamlar içinde hemşericilik yoktur, bizim hareketimiz içinde sadece ve sadece 78 milyonu kucaklayan birlik vardır, dirlik vardır, muhabbet vardır. Allah birliğimizi, beraberliğimizi, muhabbetimizi daim eylesin.

Değerli kardeşlerim, açılış konuşmasında da söylediğim gibi AK Parti Türk demokrasi literatürüne çok önemli kavramlar, çok esaslı gelenekler kazandırdı. İstişare etme, ortak akılla hareket etme, parti içi demokrasiyi kurumsal düzeyde hayata geçirme özelliği Türk siyasetinde AK Parti’yle anlam kazandı. Küçük olsun, benim olsun anlayışı AK Parti’yle son buldu. Büyük düşünmeyi, Türkiye’nin tamamına seslenmeyi, her vatandaşı temsil etmeyi siyasetimize AK Parti getirdi. Türkiye’yi bir bütün olarak kucaklamamız başarı çıtamızı her seçimde yükseltmemizi sağladı. MYK toplantılarını, MKYK toplantılarını, Genişletilmiş İl Başkanları toplantılarını ve diğer toplantıları AK Parti kadar düzenli yapan ikinci bir parti yoktur. Olsaydı onlarda bugün bu ölçüde kuşatıcı, kapsayıcı bir siyasetin öncüleri olurlardı. Resmi ortamlarda değil, bin kişinin aile ortamında bir araya gelebilmesi ki, çocuklarımızla birlikte biraz önce Genel Sekreterimizden rakamı aldım 1552 kişi bugün bu hafta sonu Afyon’da bir aradaydı her yaştan 1552 yürekli, merhametli, vicdanlı katılımcıyla yeni bir ufku hep beraber açmış olduk. Bu dünyada örneği görülmeyen bir siyaset biçimidir, bu muhteşem bir özgüvendir ve bu özgüveni sadece ben 78 milyonun temsilciyim, ben 7 bölgenin, ben 81 vilayetin temsilciyim, ben vatandaşlarım arasında her türlü ayrımcılığı reddediyorum diyen bir parti gerçekleştirebilirdi, işte AK Parti budur. Başka bir partinin ailece bir araya gelip kaynaştığını, kendisini kollektif bir akılla beraberce gözden geçirdiğini, her meseleyi oldukça nezaketli, medeni bir ortamda tartıştığını müzakere ettiğini görmek kolay değildir. Geçen 14 yılın başarılarında bütün bu özelliklerimizin ayrı ayrı payı vardır. Bugün 24’cüsünü topladığımız tamamladığımız istişare toplantısı da bunun en güzel örneğidir. Toplantımızda Türkiye’nin tüm meselelerini tartıştık. Sizler ülke meselelerini ve AK Parti’nin siyasi vizyonunu en derin bir şekilde istişare etme imkanı buldunuz, yeni ufuklar açtınız hepimize. Ülkemizin geleceği ve büyük hedeflerimiz için yol gösterici bir irade ortaya koydunuz. Toplantımız gerçek bir istişari mahiyette gerçekleşti ve istişarenin bereketi de hasıl oldu.

Şunu bütün samimiyetle ifade etmek istiyorum: Türkiye’nin dünyada ve bölgesinde daha güçlü, daha müreffeh, daha saygın ve daha kudretli bir ülke olması için en büyük güvencenin sizler olduğunu bir kez daha gördüm. 78 milyon vatandaşımızın huzur, barış ve refah içinde yaşaması için her birinizin gözlerinde, yüreklerinde o inancın gördüm. Sizlerin heyecanını, azmini, kararlılığını görünce benim de, bütün arkadaşlarım da azmi ziyadesiyle arttı, heyecanımız katlandı. İlk günkü aşka, heyecanla tekrar yeni ve kutlu bir yolculuğa başlamanın büyük güvencini ve huzurunu hissettik. Kolay değil 14 yıldır başarı çıtası hiç düşmemiş, başarı grafiği hep yükselmiş, yapılamayanları yapmış bir siyasi hareketten söz ediyoruz. AK Parti olarak geride bıraktığımız 14 yıl içinde yaptığımız köklü reformlarla başka hiçbir partiye nasip olmamış haklı bir gurur taşıyoruz. Bu noktada AK Parti adlı bu büyük eseri bugünlere getiren Kurucu Genel Başkanımız ve bu başarı yıllarının mimarı ve şimdi de Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ı bir kere daha sizler adına, sizlerin huzurunda buradan selamlarımla, hayırla yad ediyorum."

BİZİM BÜTÜN İNSANLIK İÇİN RÜYALARIMIZ, HEDEFLERİMİZ VAR

"Türkiye’nin çözülemez denen sorunlarını çözdük, Türkiye’nin aşılamaz denen engellerini aştık, ulaşılamaz denen hedeflere ulaştık. Rüya denen, hayal denen projeleri gerçekleştirdik. En az bunlar kadar önemli olan bir şey var ki arkadaşlar, bu hareketin neferleri olarak bizler geleceğe yönelik umudumuzu, iyimser beklentilerimizi, heyecanımızı da ilk günkü gibi muhafaza ettik, ediyoruz. Bu ülke için daha yapacağımız çok iş var bunun da bilincindeyiz. Sağladığımız güven ve istikrar ortamında daha ileri hedeflere doğru yürümek durumundayız. Ciddi bir azim ve kararlılık isteyen, sabır isteyen, dikkat ve ihtimam isteyen, dayanma gücü isteyen uzun ve meşakkatli bir sürecin başındayız. Yaptıklarımızdan çok daha fazla yapacaklarımız var, göreceğimiz çok daha güzel günler var Allah’ın izniyle. Gerçekleşmeyi bekleyen, gerçekleşmesi mümkün olan hayallerimiz, hedeflerimiz var. Biz geçmişte bazı hayallerimizden bahsettiğimizde, hedeflerimizden bahsettiğimizde bunlar muhalefet liderleri bazı eleştiri odakları bunlar rüya görüyor diyorlardı, bunlar hayal görüyor diyorlardı. Biz de hep şunu söyledik: Elhamdülillah bizim bu ülke için, bizim bu millet için, bizim bu gönül coğrafyamız için, bizim bütün insanlık için rüyalarımız var, hedeflerimiz var. Rüyaları olmayanlar utansın, hedefleri olmayanlar utansın, bu ülke için, bu millet için hayal kuramayanlar utansın. Allah’ın izniyle tüm bu hedeflerimizi, tüm bu hayallerimizi de hep birlikte işte bu kadroyla, siz değerli yol arkadaşlarımızla gerçeğe dönüştüreceğiz. Gerçekleştirdiğimiz istişare toplantımız bir kez daha göstermiştir ki, Türkiye’nin yegane umudu AK Parti’dir. AK Parti Türkiye’de gelişimin, değişimin, ilerlemenin lokomotif gücüdür. AK Parti, Türkiye’nin birikimidir, tecrübesidir, hamurudur, harmanıdır. AK Parti, Türkiye’nin coşkusudur, heyecanıdır. AK Parti, Türkiye’nin hiçbir bölgesini, hiçbir ilini, hiçbir ferdini diğerinden ayrı, gayrı görmeyen, yoksulu kollayan, garibe, mazluma, düşküne sahip çıkan partidir. Burada bir vesileyle bugün sabah o 5,5 saat süren toplantımızda ortaya çıkan tabloyu hem sizlerle, hem de kamuoyumuzla paylaşmak istiyorum."

EN İYİ ANNELER BİLİR, BU TOPRAKLARDA DOĞAN HER ÇOCUK BİR DİĞERİNİN KARDEŞİDİR

"Dün burada açılış konuşmasında milletvekili çıkaramadığımız Tunceli, Şırnak ve Hakkari illerine diğer illerimizden milletvekili arkadaşlarımızı görevlendireceğimizi ifade etmiştim. Dünden beri heyecanla, merakla herkes bu isimler arasında ben var mıyım diye soruyordu. Bugün sabah bu isimleri ikişer milletvekili olarak açıkladığımda milletvekili arkadaşlarımız hepsi büyük bir mutluluk duydular. Ama çok daha sayıda arkadaş gönüllülük ifade etti özellikle kadın milletvekillerimiz her biri biz gönüllü olmak istiyoruz dediler ve milletvekili temsil sayısın 3’e çıkardık bu 3 vilayetimizdede. Ve buradan kalkarak biz oranın milletvekili olmak istiyoruz diyen kadın milletvekillerimize şükranlarımı ifade etmek istiyorum. Çünkü en iyi onlar bilirler kazılan çukurların nasıl felaketlere yol açtığını. Çünkü en iyi onlar bilirler evlat acısının ne anlama geldiğini. Çünkü en iyi anne yüreği bilir ve anlar aç ve biilaç baskılar altında geçen o terör zulmünün yaptığı yıkımları. Çünkü en iyi anneler anlar ve bilirler ki, bu topraklardaki doğan her çocuk bir diğerinin kardeşidir. Bu topraklara ilk nefesini alarak bu bereketli topraklara gelen her bebek, dünyaya gelen her bebek bir diğerinin kardeşidir. Düşünün şu anda dahi Türkiye’nin her yerinde bebeklerimiz dünyaya geliyor. Onların 10 sene, 15 sene, 20 sene sonra biz isteriz ki, ister doğulu olsun, ister batılı, ister Türk olsun, ister Kürt, ister Sünni, ister Alevi isteriz ki bu doğan bebekler 20 sene sonra aynı fabrikada mühendis olarak ülkenin geleceğini hazırlasınlar, aynı üniversite salonlarında ders alsınlar, aynı mübarek gecelerde birbirlerine sarılıp biz kadim bir medeniyetin çocuğuyuz desinler, aynı dağ kamplarında tatil yapsınlar, aynı spor salonlarında spor yapsınlar. Biri diğerine karşı bırakın silah çekmeyi, bırakın şiddet uygulamayı her biri bir diğerin sadece yüreğini açsın. Ben böylesi bir Türkiye’nin, kardeşliğin, birliğin, beraberliğin gerçekleşeceği böylesi bir ortamın ancak ve ancak kadınlarımız eliyle gerçekleşeceğine inanıyorum. Ve kadın milletvekillerimizin üstlendikleri bu görevi de her zaman olduğu gibi merhametle yapacaklarına inancımda sonsuz. Ayrıca yine başta kadın milletvekillerimiz olmak üzere doğu ve batı illerinden milletvekillerimiz karşılıklı olarak illerde görev almak istediler işte kardeşlik bu, işte bir milletin harman olması bu, işte yürek ve vicdan hareketi demek bu. AK Parti hareketi arkadaşlar sadece bir siyasi hareket değildir, AK Parti hareketi konjonktürel şartlarda ortaya çıkmış bir siyasal parti hareketi de değildir. AK Parti her şeyden önce bir yürek hareketidir, bir vicdan hareketidir, bir merhamet hareketidir. Bu yürekli insanları ve bütün zor şartlarda şu anda dahi AK Parti bayrağını Al Bayrakla birlikte dalgalandıran bu yürekli insanları bütün teşkilat mensuplarımızı buradan bir kez daha selamlıyorum, şükranlarımı ifade ediyorum.

Ve dün bölgeden gelen teşkilat mensuplarımızla yaptığımız toplantıda ifade edilen o güzel sözleri, keşke mümkün olsaydı da canlı yayında bütün Türkiye’ye dinletebilseydik. Bir kahraman hanım İlçe Başkanımız Muş Varto, günlerce evi bölücü teröristler tarafından çevrilen bu İlçe Başkanımız bu hanımefendi dün şunu ifade etti bir kez daha, diğer birçok ilçe başkanlarımızla birlikte: Ne olursa olsun, kim ne yaparsa yapsın biz bu ülkenin çocukları, bu devletin eşit vatandaşlarıyız. Ben de onlara dönük olarak şunu söylüyorum: Kim size bir nebze, bir milim dahi ayrımcılık yaparsa karşılarında dağ gibi AK Parti kadrolarını bulurlar. Kim size dönük olarak terör, şiddet uygularsa dağ gibi AK Parti kadrolarını bulurlar. Biz bir yürek hareketi olarak milletimizin yüreklerini birleştirmeye kararlıyız. AK Parti bütün Türkiye’nin partisidir, milletin partisidir, bizatihi milletin kendisidir. AK Parti Türkiye’dir, tüm Türkiye’yi kucaklayan partidir. Ben buradan bu vesileyle, siz değerli yol arkadaşlarıma tüm gayretleriniz için bir kez daha teşekkür ediyorum. Şahsım adına, milletim adına, Türkiye’ye bu sevinçleri yaşattığınız, Türkiye’ye bu umudu, bu azmi, bu ışığı, ak ve aydınlık meşalelerinizle taşıdığınız için teşekkür ediyorum. Her birinize ayrı ayrı güveniyor, inanıyorum. 1 Kasım’da bir kere daha gördük ki, milletimizin de size, bize olan inancı, güveni tamdır, Allah bu inancın hakkını vermeyi de bize nasip eylesin. Milletimiz kendisini halkına adayan, hizmete adayan bu kadroyu bugünde, yarında, takdirle, şükranla yad edecektir bundan hiç şüpheniz olmasın. Yeter ki sizler, bugüne kadar olduğu gibi bu hizmet bayrağını hakkını vererek taşımaya devam edin. Yeter ki önce insan, önce insanlık onuru yegane şiarımız olsun. Yeter ki bu davayı milletimizin hak ve hukuk davası olarak görelim. Yeter ki herkes için adalet, herkes için merhamet, herkes için vicdan ve eşitlik diyelim. Burada bu aşkla tazelendik, bu azimle birbirimize kenetlendik, birbirimizin eksiklerini, hatalarını gidermek için kardeşçe omuz omuza verdik."

TÜRK, KÜRT, SÜNNİ, ARAP, ALEVİ AYRIMI BİZE YASAKTIR

"Aziz dava arkadaşlarım, Türkiye’nin birlik ve bütünlüğüne her zamankinden daha çok özen göstermemiz gereken bir dönemdeyiz. Daha önceki tehditler çeşitlenerek ülkemizi zaafa uğratmaya çalışıyor, yeni zaaf alanları açarak Türkiye’nin tökezlemesini bekliyorlar. Milletimiz müsterih olsun, Allah’ın izniyle bu tuzakları bir bir bozacak, bu senaryoları boşa çıkaracağız. Kimse süre vererek, vade koyarak boşuna milletimiz üzerinde algı mühendisliğine tevessül etmesin. Bugün gazetelerde dünkü bazı toplantılarımızda bir süre verildiğine dair haberler var terörle mücadele bağlamında. Evet, bir an önce bu operasyonların başarıyla tamamlanması için gece-gündüz çalışıyoruz, ancak herhangi bir süre söz konusu değildir. Süreyi zamanla değil de, ulaşmamız gereken hedeflerle tayin ediyoruz. Dağlarımız, ovalarımız, şehirlerimiz bu canilerden temizleninceye kadar, şehirlerimizin, ilçelerimizin her bir sokağı emniyetle, huzurla girilen, gezilen, dolaşılan sokaklar oluncaya kadar terörle mücadelemizi büyük bir kararlıkla sürdürmeye devam edeceğiz. Bir kez daha bunu en kararlı şekilde ifade ediyoruz. Kimse başladığımız bu huzur ve demokrasi operasyonun, çıktığımız bu yolun yarıda kesileceğini, başka istikametlere gidileceğini düşünmesin. İnşallah milletimizle birlikte bölgedeki vatandaşlarımızla birlikte başladığımız işi tamamlayacağız, bu ülkede şiddet ve terör son noktaya kadar bitirinceye kadar yolumuza devam edeceğiz. Er ya da geç mutlaka muvaffak olacak, milletimizi tekrar huzur ve emniyete kavuşturacağız. Felaket senaryosu yazanlar, insan canına kıyan, çocukların eline silah veren cellatlar vatandaşımız ile devletimizin arasına giremeyecekler. Bizi demokrasiden, hukuktan, insan onurunu esas alan her vatandaşımızı sahiplenen siyasetten de kimse geri çeviremeyecek. Bizim gözümüzde her vatandaşımızın hakkı, hukuku birdir ve her vatandaşımızın hakkını korumak bize bir namus borcudur. Türk, Kürt, Sünni, Arap, Alevi ayrımı bize yasaktır, bize haramdır. Ayrımcılık yapan hiç kimseyle bir arada, birlikte olmayız, olmayacağız. Bu AK Parti ailesi arasına ayrımcılık yapan, bu milletin herhangi bir ferdini zihninden ve yüreğinden çıkaran kimse giremeyecek. AK Parti hareketi, sadece birleştiren bir harekettir. Böyle düşündüğümüz için milletimizin bir unsurunun, her bir kesiminin, her bir ferdinin gönlüne giriyoruz. Bu arizi günler geçicidir, bu zor günler mutlaka büyük bir kolaylıkla neticelenecektir, bu kirli sular mutlaka durulacaktır. Fırat’ın ötesi berisi, Dicle’nin altı üstü diyenler, barışın, çözümün imkansız olduğunu düşünenler mutlaka mahcup olacaklardır. Fırat’ın ve Dicle’nin her katre suyu bizim için azizdir. Fırat’ın ve Dicle’nin aktığı her toprak parçası bizim için aziz vatan toprağıdır. Sınırlarımızın ötesindeki bölümleri ise sadece kardeşlik hukukuyla baktığımız ecdat yadigarı topraklardır. Biz birbirimizin hukukunu mezhepçiliğe, ırkçılığa, şiddete, nefrete feda etmeyeceğiz. Adalet ve merhamet üzere olmak bizim Allah’a, millete ve tarihe ahdimizdir, sözümüzdür. Her vatandaşımızın sadece kendi ülkemizdeki değil, yeryüzündeki her insanın can ve mal emniyetini korumak, hayat hakkını korumak ve savunmak devletimizin ve bizim en temel görevimizdir. Devletimiz sadece ve sadece suç işleyenlerin yakasına yapışacak ve asla sürüklendiği eski tuzaklara düşmeyecektir. 90’lı yıllarla bugünleri karşılaştıranlarda bilsinler ki, biz halk ile teröristi ayırt edecek, halkımıza Türkiye’nin her köşesinde en derin merhametle yaklaşacak, halkımıza düşman olan teröristlere ise en kararlı bir mücadele ile karşı koyacağız. Kimse endişe etmesin, bu ülkede kalbi kırık, mahzun hiçbir vatandaşımız kalmayıncaya kadar azimle, kararlılıkla karışacak bir kadro Türkiye’yi yönetiyor. Kimsenin endişesi olmasın, bu sıkıntılı günler mutlaka geride kalacak."

DEMOKRASİNİN YOLUNU KESMEK İÇİN ÇUKUR KAZIYORLAR

"Değerli arkadaşlar, bir hususa burada özellikle değinmek istiyorum. AK Parti için yerel yönetimler demokrasimizin gelişimi içinde, ülkemizin kalkınması içinde hayati derecede önemlidir. AK Parti hareketi yerel yönetimlerden başlayarak gelişmiş, sorunların yerinde çözümünden güç alarak bugünlere gelmiş bir harekettir. Sadece bu yönüyle de dünyada örneği az olan bir siyasi akımız. Biz siyasetin yerelde başladığına, kalkınmanın yerelde başladığına, demokrasinin yerelde güçlendiğine inanan bir kadroyuz. Onun için 90’lı yıllardan bu yana Cumhurbaşkanımızın İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığından bu yana yerelde ve yerel yönetimlerde büyük başarı destanları yazdık. Vatandaşlığın güçlü olduğu bir devlet yönetimini esas alıyoruz, başarımızın sırrı da buradadır, siyasi rakiplerimizin çaresiz kaldıkları yer de burasıdır. Vatandaşa ben senin için şu eseri inşa ettim diye hiçbir siyasi parti bugün çıkıp konuşamıyor bizim dışımızda. Bizse ülkemizi baştan ayağa imar ettik, imar ediyoruz. En küçük birimden başlayarak, Türkiye geneline kadar bu yaklaşımdan, bu demokratik kültürden, bu demokratik olgunluktan asla taviz vermeyeceğiz. Milletimiz çok iyi biliyor ve yakından şahit oluyor ki, belediyecilik bir vizyon işi, belediyecilik bir sevda işi, belediyecilik bir hizmet işidir. Kısaca, belediyecilik bizim işimiz, belediyecilik AK Parti’nin hizmet ve şiarıdır. Bizim gayemiz, Türkiye’nin en küçük mahalli biriminden başlayarak imar etmek, inşa etmek, sorunlarımızı çözmektir. Her şehrimizi köy köy, sokak sokak bayındır hale getirmek, güzelleştirmektir. Fakat üzülerek söylüyorum ki, özellikle Doğu ve Güneydoğu Bölgelerimizde insanımızın taleplerini, beklentilerini, umutlarını kendine dert edinen belediyeler göremiyoruz. Oralarda milletimizin huzurunu, rahatlığını, sağlığını düşünen bu yönde hizmet eden yerel yönetimlerde göremiyoruz. Bu dertle, bu sorumlulukla, bu inançla ve bu şuurla hareket eden belediye başkanları göremiyoruz. Aksine belediyeye ait iş makineleri yöre halkının can güvenliğine, huzuruna kast etmek için kullanan terör şebekeleri var. Bunlar şehremini’yi o güzel tabiriyle, kavramla şehremini falan değil millete ait olan araçları gayrimeşru, gayri insani amaçlar için kullanıyorlar. Biz yanlış devlet politikaları nedeniyle o kadim topraklarda yaşayan vatandaşlarımızın yaşadıkları mağduriyeti gidermek için çalışırken, onlar karanlık adreslere hizmet peşindeler. Devletin vatandaşa hizmet edilsin diye gönderdiği kaynakları, vatandaşın huzuruna kast eden terör örgütünü beslemek için harcıyorlar. Bunlar oradaki kardeşlerimiz için değil, huzur için değil, kalkınmış şehirler için değil, 90’lı yıllara dönmüş huzursuz sokaklar, 90’lı yıllardaki gibi mefluç bir siyaset istiyorlar. Demokrasinin yolunu kesmek için çukur kazıyorlar, hukuk ve barış rafa kalksın istiyorlar. İnsanlıktan değil, vandallıktan besleniyorlar. Ne yazık ki insani değerleri savunamıyorlar, ne yazık ki şehrin hukukunu savunamıyorlar, ne yazık ki medeniyet kavramını ağızlarına dahi alamıyorlar, ne yazık ki o şiddet sarmalından çıkamıyorlar, ne yazık ki meşru siyaset çizgisine gelemiyorlar, şehre, medeniyete, bir arada yaşama kültürüne tahammül edemiyorlar. Parklar, bahçeler yapıp çocukların neşe içinde oynayacağı alanlar açacaklarına, çukur kazıyorlar sokağı cehenneme çeviriyorlar. Şehrin altyapı sorununu, su sorununu, konut ihtiyacını, ulaşım sorununu çözmek yerine, devletin yapmak istediği yatırımların dahi önünü kesiyorlar."

KAYNAKLARI BELEDİYE HİZMETLERİNE YÖNLENDİRMEYEN BU ZİHNİYET NASIL MİLLETE HİZMET EDEBİLİR

"Geçtiğimiz günlerde Ankara Büyükşehir Belediyemizin projelerini tanıttığı programda Mardin Büyükşehir Belediyesini bu çerçevede örnek vermiştim. Mardin Büyükşehir Belediyesinin gelirlerinin yüzde 96.7’si merkezi yönetimden gönderiliyor yüzde 96.7’si. Gelirinin yarındasın fazlası harcanmıyor, harcanan da personel giderlerine gidiyor, oradan da nerelere gidiyor sizler tahmin edebilirsiniz. Başka bir ifadeyle, gelirinin yüzde 100’e yakını merkezden gelmesine rağmen, gelirinin yüzde 50’sinden fazlası bekletiyor, yatırımlara yönlendirilmiyor ve önemli bir kısmı da personel harcamalarına ayrılıyor. Eğer bu gelir fazlası harcamalara aktarılmış olsaydı değerli arkadaşlar, bu zamana kadar yapılan yatırımın 17 kat daha fazlası Mardin’e yapılabilirdi. Örneğin, Nusaybin ilçesinin ki dün Nusaybin İlçe Başkanımız buradaydı karşılaştıkları zorlukları anlattı Nusaybin İlçesinin kanalizasyon ihtiyacı tümüyle giderildi. Deril İlçesinin kanalizasyon ihtiyacı kalmayabilirdi, Ömerli İlçesinin içme suyu problemi çözülebilirdi bunlar bunlar gerçekleştirilmedi, bütün kaynak merkezden bizim tarafımızdan bunlar yapılsın diye gönderilmesine rağmen. Sadece Mardin’den o gün bahsetmiştim, ama şimdi diğer illere de bakalım, aynı şekilde Van Büyükşehir Belediyesine bakalım. Van Büyükşehir Belediyesi'nin gelirlerin yüzde 71,6’sı merkezi yönetimden sağlanıyor, yani 78 milyonun verdiği vergilerden. Van Büyükşehir Belediyesi'nde harcamaların yüzde 39,8’i personele harcanıyor yüzde 39,8’i. Hani şimdi daha yerel yönetimlere daha fazla hak verilsin, yerel yönetimlere dayanan bir yaklaşımı benimsediklerini iddia ediyorlar özyönetimden vesaire bahsediyor. Verilen kaynakları belediye hizmetlerine dahi yönlendirmeyen, bu zihniyet nasıl millete hizmet edebilir? Aynı şekilde gelirinin yarısına yakını da yatırım gelirlerini kullanamamış. Bu gelir fazlası eğer yatırım harcamalarına aktarılsaydı Van’da bugüne kadar yapılan yatırımdan tam 9 kat fazla yatırım yapılmış olurdu. Örneğin, Bahçesaray, Gürpınar, Erciş ve Muradiye ilçelerinin su problemleri çözülebilirdi, yani Van’da ya da Mardin’de, ama şimdi Van’dan zikrettiğim için söylüyorum, eğer AK Parti belediyeciliği olmuş olsaydı bütün bu ilçelerin su problemi çözülmüştü. Saray ilçesinin atık su ve kanalizasyon şebekesi yapılmış olurdu. Çatak ve Gürpınar ilçelerinin arıtma sistemi gerçekleşmiş olurdu, ama bunların hiçbiri yapılmadı. Çünkü onlar hemşerilerine yatırım yapmak, onlara fayda sağlamak, onların iyiliğini gözetmek yerine kaynaklarını başka yerlere aktarmayı tercih ediyorlar ve bunlar bilinçli şekilde yapılıyor. Çünkü eğer bu yatırımlar yapılsa halk mutlu olacak, memnun olacak, devlet ile belediyenin birbirine yaklaşması mümkün olacak ve teröre zemin teşkil eden bazı hususlar tümüyle devreden kalkacak. Hizmet etmiyorlar, hizmeti geciktiriyorlar, engelliyorlar ta ki bölge haklı hoşnutsuz olsun ve teröre hazır bir zemin oluşsun."

MERKEZİ HÜKÜMET OLARAK BÜTÜN KAYNAĞI GÖNDERİYORUZ AMA YATIRIM YAPMIYORLAR

"Şimdi gelin Diyarbakır Belediyesi'ne bakalım, benzer şekilde Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi'nin gelirinin yüzde 83,5 merkezi yönetimden sağlanıyor. Bu gelirin sadece yüzde 20’si yatırımlara ayrılmış. Diyarbakır’ın ihtiyacını düşünün sadece yüzde 20’si. Gelirin yaklaşık yüzde 25’i atıl olarak bekletilmekte istihdam, yatırım ve yükümlülüklerin giderilmesi sağlanamamaktadır. Büyükşehir belediyelerinin yanı sıra il belediyelerinde de aynı durum var, birkaç örnekte onlardan verelim. Hakkari Belediyesi'nin gelirini yüzde 79,3’ü merkezi yönetimden sağlanıyor, bu oran Türkiye ortalamasında yüzde 54,7. Hakkari Belediyesi harcamalarının yüzde 52,6’sı personele harcanıyor. Oysa Türkiye ortalamasında il belediyelerinin, büyükşehir değil il belediyelerinin personel harcamaları sadece yüzde 24,6. Personel dediğimizde tabii bu oralarda ne anlama geldiğini siz düşünün. Hiçbir hizmet üretmeyen, sadece terör faaliyetinde bulunan, bu çukurları kazan, bu barikatları kuran çevrelere personel görüntüsü altında kaynak aktarılmaya çalışılıyor. Yatırım giderlerin toplam gidere oranı ise sadece yüzde 14,9. En fazla yatırıma ihtiyaç hisseden ilimiz Hakkari belediyecilik anlamında ve Merkezi Hükümet olarak biz bütün kaynağı gönderiyoruz, ama yatırım yapmıyorlar. Sebep son derece açık, yatırım yaptığınızda insanlar mutlu olur, ait oldukları ülkeye daha fazla bağlılık hissederler. Yatırım yaptığınızda insanlar huzurlu olur, gelecek beklentisi oluşur ve terör odaklarının eline düşmezler. Bunlar isterler ki, Türkiye’de taş üstüne taş konmasın, bir tek çivi çakılmasın ve insanlar umutsuzluk halinde dağlara, terör odaklarına teslim olsunlar ve sonra kardeş kavgası çıkartılsın, fakat bu oyuna biz gelmeyeceğiz. Onlar Hakkari’ye gönderdiğimiz kaynakları yatırıma harcamazken, biz Yüksekova’da Selahaddin Eyyubi Havalimanını açtık. Onlar Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi olarak Diyarbakır’daki temel yatırımların ihtiyacını karşılamazsak evet zikrediyorum, şu anda Bakanlar Kurulunda yaptığımız görüşmelerle, hazırladığımız Diyarbakır için çok kapsamlı bir kentsel dönüşüm programını harekete geçireceğiz. Diyarbakır’a gittiğimde ifade etmiştim verdiğim konferansta, hani Diyarbakır’a Doğu’nun Paris’i derlerdi bir vakitler. Demiştim ki, Paris ne ki, Paris dünkü şehir. Diyarbakır kadimin en büyük şehri, buradan Diyarbakır’a selam olsun.

Bugün Diyarbakır’ı bu hale getirenler, Diyarbekir’in o güzel tarihi eserlerini, o surlarını, o minarelerini, o camilerini tarumar edenler bilsinler ki, biz çok daha güzel bir Diyarbekir’i, Diyarbekirlilerle birlikte inşa edeceğiz inşallah, buna engel olamayacaklar."

ŞIRNAK BELEDİYESİ VATANDAŞA HİZMET KAPISINI KAPATMIŞ

"Gelin son olarak bir de Şırnak Belediyesi'ne bakalım. Şırnak Belediyesi'nin gelirinin gideri karşılama oranı yüzde 121,5 ve gelirinin yüzde 20’si atıl bir şekilde bekletiliyor. Personel giderinin toplam gidere oranı ise yüzde 53. Yine belediye istihdam kapısı haline gelmiş ve vatandaşa hizmet kapılarını kapatmış. Yatırım giderlerinin toplam gidere oranı ise sadece arkadaşlar bakın çok dikkat çekici, sadece yüzde 1,7 yüzde 1,7 yatırım giderinin toplam gidere oranı, yani aldıkları kaynağı terör faaliyetlerinde bulunan görüntüde personel gibi bir görünüme sahip olanlara aktarıyorlar, ama halkın günlük yaşantısı için, günlük hayatını kolaylaştırmak için sadece yüzde 1,7’sini harcıyorlar."

DÜŞMAN İLAN ETTİĞİNİZ O DEVLET BÜTÜN KAYNAKLARINIZI KARŞILIYOR

"Özetle, bugüne kadar hiçbir şey yapmamış, devletin kaynak ve imkanlarını millete ulaştırma yolunda hiçbir adım atmamışlardır. Peki, size bu yoksul halk bunun için mi oy veriyor, sizin niyetiniz halka hizmet etmek mi, halka düşmanlık yapmak mı? Siz yalanla, dolanla vatandaşı devlete karşı tahrik ederken, devlet sizin bütün gelirlerinizi yüzde 93’lerde, yüzde 96’larda karşılıyor. Devleti düşman ilan ettiğiniz o devlet sizin bütün kaynaklarınızı veriyor. Gidin halka yatırım yapın diye. Belediyelerin işte biraz önce zikrettiğim yüzde 96,7, yüzde 93,5 bütün kaynağını gönderiyor sizden beklediğimiz tek şey bu milletin huzurunu bozmayın. Gönderdiğimiz kaynakları halka hizmet için kullanın ve bu halka aidiyetinize sadık kalın. Bunu yapmak yerine, halka hizmet etmek yerine, halkla konuşmak yerine, halkla birlikte yola çıkmak yerine gidip Türkiye’nin nerede bir düşmanı varsa, Türkiye’ye düşmanlık ilan etmiş hangi başkent varsa oralara gidip onlarla kol kola girmek sizi bu milletin geleceğinde mahkum olacaksınız anlamına getirir. Siz ne yaparsanız yapın tarih ve millet ve en fazla da bölge halkı sizinle ilgili kesin hükmünü verecektir. Eğer merkezden geliri yatırım harcamalarına aktarsalardı bu belediyeler, bugüne kadar yapılan yatırımların tam 13 kat fazlası hizmeti şu anda Şırnaklı kardeşlerime sunmuş olurlardı. Biz şehirlerimiz arasında hiçbir ayrım yapmadık, yapmayız. Bunun en açık örneği de, belediyelere gönderdiğimiz paraların miktarlarında ve gerçekleşme oranlarında açıkça görebilirsiniz her ilimize adil bir şekilde kaynak gönderiyoruz. Bir ilimizin belediye başkanı ya da büyükşehir belediye başkanı AK Parti’den ise, halka hizmet aşkıyla yanıyorsa orası imar oluyor, yükseliyor. Ama böylesine çukur siyasetinin peşinde olanlar belediyecilik yapıyorlarsa da maalesef şehirlerimiz tarumar ediliyor.

Hiç merak etmeyin, bu personel giderlerinin nereye gittiği, yatırımlara dönüştürülmeyen bu kaynakların ne için kullanıldığı tek tek araştırılacak ve hesabı sorulacaktır. Biz bu kaynakları kolay oluşturmuyoruz, bu millet biz doğalgaz zengini, petrol zengini bir ülke değiliz, bu millet alnını teriyle, helal emeğiyle bu kaynakları oluşturuyor ve gönderdiği zaman bu kaynakları bütün bu illerimize her yerde halka hizmet edilmesi için gönderiyor. Hiç kimsenin şüphesi olmasın, biz o malum partilere oy veren vatandaşlarımızın da teminatı olduk, olmaya devam edeceğiz. Eminim onlarda bu gerçeği gördükçe bu partilere, bu yöneticilere dönerek en net ve kararlı soruları yöneltecekler. Tüm belediyelerimizin ne yaptıklarını takibi yapılacak, bu devletin vatandaşlarının alın terini, 78 milyonun hakkını kimse sömüremez, asla müsaade etmeyiz. Bunun için bir taraftan terörle mücadeleye sonuna kadar devam edecek, diğer taraftan özgürlükleri Türkiye’nin her yerinde egemen kılacağız ve öte taraftan da bu konuda gayri hukuku yollara sapmış olan kim olursa olsun ondan da hesap soracağız. Terörle mücadelemizde birinci önceliğimiz, vatandaşımızın canını ve malını korumaktır. Terörle mücadele siyaseti, demokrasiyi, hukuku gölgelemeyecek, asla eski Türkiye’ye geri dönülmeyecek, ama asla Türkiye terör örgütünün planlarına da kurban edilmeyecek."

AK PARTİ TÜRKİYE'DE SİYASETİN, HİZMETİN, GELECEĞİN TEMİNATIDIR

"Bu çerçevede sözün burasında, bu ülkenin özgürlüğü, birliği, beraberliği, bütün vatandaşlarımızın huzuru, emniyeti için şehit düşmüş aziz şehitlerimize bir kez daha Allah’tan rahmet diliyorum. Ve bu şehitler arasında Türk’ü, Kürt’ü, Sünni’si, Alevi’siyle bütün vatan evlatlarımızı da onların verdikleri mücadelenin bugünkü takipçileri olarak huzurunuzda bir kez daha selamlıyorum. Allah bu yolda gayret sarf eden herkese, her güvenlik birimimize yardım eylesin, onların muhafaza eylesin. Bu şehitlerimizin, gazilerimizin şerefli ailelerine buradan bütün bu AK Parti ailesinden selamlarımızı iletiyor, sabır ve metanet diliyorum. Bütün güvenlik görevlilerimizde bilsin ki, 78 milyon vatandaşımız arkalarındadır, yanlarındadır, yüreklerindedir. Buradan hepsine sevgi ve muhabbetlerimizi iletiyoruz. Bu mücadele bütün vatandaşlarımızın huzuru için verdiğimiz bir mücadeledir. Aziz şehitlerimize sözümüz de, vatandaşlarımıza sözümüz de hak ve adalet çizgisinden sapmamaktır.

Değerli dava arkadaşlarım, AK Parti Türkiye’de siyasetin, hizmetin, geleceğin teminatıdır. İki gündün sergilediğiniz olgun ve yapıcı siyasi diyalog, siyasi istişarede bunun delilidir. Toplantımıza katılarak değerli görüşlerini paylaşan tüm arkadaşlarıma, milletvekillerimize, Kadın ve Gençlik Kollarındaki arkadaşlarımıza, kurucu üyelerimize teşekkürü bir borç biliyorum. 25. İstişare Toplantısında buluşmak üzere, sizlere sevgi, saygı ve muhabbetlerimi sunuyorum.

Allah yolunuzu açık etsin, Allah’a emanet olun."

Anahtar Kelimeler
YORUMLAR
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. Ayrıca suç teşkil edecek hakaret içerikli yorumlar hakkında muhatapları tarafından dava açılabilmektedir.
Henüz yorum yapılmamış ilk yorum yapan siz olun...
2
Sağ 300x250 Reklam
YAZARLAR