Gerçek Bedeli Kendileri Ödeyecek
“Bu mesele artık, işte Kızılay’daki son saldırıda da görüldüğü gibi, topyekûn milletimizin hayatına kast eden alçaklarla daha etkili mücadele edebilme meselesidir. Ülkemizdeki ve dünyadaki bir takım çevreler bir yol ayrımındadırlar. Ya bizim yanımızda olacaklar ya da teröristlerin yanında yer alacaklar. Bu işin ortası yoktur”
14.03.2016 22:22:48
Bu haber
650 kez okundu
“Bize Bedel Ödettiklerini Sananlar, Gerçek Bedeli Kendileri Ödeyecek”
14 Mart Tıp Bayramı münasebetiyle Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde doktorlarla akşam yemeğinde bir araya gelen Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ankara’daki terör saldırısına değinerek “Bu mesele artık, işte Kızılay’daki son saldırıda da görüldüğü gibi, topyekûn milletimizin hayatına kast eden alçaklarla daha etkili mücadele edebilme meselesidir. Ülkemizdeki ve dünyadaki bir takım çevreler bir yol ayrımındadırlar. Ya bizim yanımızda olacaklar ya da teröristlerin yanında yer alacaklar. Bu işin ortası yoktur” dedi.
Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde gerçekleşen yemekte; Türkiye’nin çeşitli illerinde görev yapan ve başarılarıyla takdir kazanmış veya alanlarında dünya çapında başarılara imza atmış tıp hekimleri, meslek hayatında 50 yılı geride bırakmalarına rağmen hizmet vermeye devam eden doktorlar, bazı tıp fakültelerinin dekanları ve son sınıflarından öğrenci temsilcileri, özel sektör sağlık kuruluşlarının yöneticileri, Sağlık Bakanlığı merkez ve taşra teşkilatlarından uzmanlar ve Cumhurbaşkanlığı bünyesinde hizmet veren doktorlar, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın misafiri olarak ağırlandı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, yemek öncesinde misafirlerine hitaben bir konuşma yaptı.
Konuşmasının başında 13 Mart akşamı Ankara’da yaşanan terör saldırısına değinen ve saldırıyı şiddetle kınadığımı ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, hayatını kaybeden vatandaşlara Allah’tan rahmet, yakınlarına ve milletimize başsağlığı, yaralananlara da acil şifa temennisinde bulundu.
“KIZILAY’DAKİ EYLEM TOPLUMUN TAMAMINA YÖNELİK BİR SALDIRI”
Saldırının gerçekleştiği Kızılay semtinin, tüm Ankara’nın, hatta tüm Türkiye’nin ortalamasını temsil eden sembolik bir merkez olduğuna işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi: “Ankara’da ikamet eden veya Ankara’ya yolu düşen her vatandaşımız, öyle veya böyle, bir şekilde mutlaka Kızılay’a uğrar. Orada vakit geçirir, en azından oradan geçer. Daha önceki saldırılar, halka açık mekânlarda gerçekleşmekle birlikte, hepsinin de özel hedefleri olduğunu görüyoruz. Suruç’ta, Ankara Garı’nda, İstanbul Sultanahmet’te, yine Ankara Merasim Sokak’taki saldırıların hepsini de, belirli hedeflere yönelik olarak değerlendirebiliriz. Ancak son saldırı, Ankara’da yaşayan veya Ankara’ya yolu düşen herkesin bulunma ihtimali olan bir yerde, Pazar gibi insan çeşitliliğinin zirvede olduğu bir günde, kalabalığın en fazla olduğu akşam saatlerinde gerçekleştiriliyor. Dikkat ediniz, Kızılay’daki eylem, şu veya bu kesime değil, doğrudan toplumun tamamına yönelik bir saldırı olması dolayısıyla, yani toplumun özetine yönelik bir saldırı olması dolayısıyla, terör örgütünün gerçek yüzünü gösteren bir hadisedir.”
Erkek-kadın, genç-yaşlı, öğrenci-çalışan, Kürt-Türk, Alevi-Sünni; 79 milyon vatandaşın, milletin tamamının bu saldırının hedefi olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bugüne kadar bir milletin tamamına savaş açıp da kazanan hiçbir terör örgütü yoktur, hiçbir terörist yoktur” diye konuştu.
“TERÖR VE TERÖRİST TANIMI EN KISA SÜREDE YENİDEN YAPILMALI”
Elinde silahı ve bombası olan teröristle, konumunu, kalemini, unvanını amacına ulaşabilmesi için teröristin emrine verenin de hiçbir farkı olmadığını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Unvanının milletvekili olması, akademisyen olması, yazar olması, gazeteci olması, sivil toplum kuruluşu yöneticisi olması, o kişinin aslında bir terörist olduğu gerçeğini değiştirmez. Bombayı patlatan, tetiği çeken terörist olabilir; ama o eylemin amacına ulaşmasını sağlayan işte bu destekçilerdir, işte bu yardakçılardır. Bu bakımdan, terör tanımını, terörist tanımını en kısa sürede yeniden yaparak ceza kanunumuza derç etmeliyiz diye düşünüyorum” dedi.
“Terör örgütlerine destek verdikleri için güvenlik güçlerimizce yakalanan kişilerin adliyenin bir kapısından girip diğerinden çıkıp gitmesi, artık tahammül edebileceğimiz bir durum değildir” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu konunun düşünce özgürlüğü, basın özgürlüğü veya örgütlenme özgürlüğü meselesi olmadığını söyledi ve sözlerine şöyle devam etti: “Bu mesele artık, işte Kızılay’daki son saldırıda da görüldüğü gibi, topyekûn milletimizin hayatına kast eden alçaklarla daha etkili mücadele edebilme meselesidir. Ülkemizdeki ve dünyadaki bir takım çevreler bir yol ayrımındadırlar. Ya bizim yanımızda olacaklar ya da teröristlerin yanında yer alacaklar. Bu işin ortası yoktur. ‘Ama’ ile ‘fakat’ başlayan açıklamaları, bu yöndeki tavırları, teröristin yanında yer almanın ikrarı olarak görüyoruz. Bir kez daha Kızılay’daki saldırıda hayatını kaybedenlere Allah’tan rahmet, yaralananlara acil şifalar diliyorum.”
“KENDİLERİNİ BEKLEYEN AKIBETTEN KURTULAMAYACAKLAR”
Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde terör örgütüne karşı operasyonlar yürüten güvenlik güçlerine de tebrik ve teşekkürlerini ileten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Allah’ın yardımı, milletimizin duası onlarla birliktedir. Devlet ve millet olarak el ele vererek, terör musibetinin üstesinden geleceğimize yürekten inanıyorum. Böylesine acı bir hadiseyi dahi siyasi rant devşirme vesilesine dönüştürmeye çalışanları da milletimiz asla unutmayacak ve affetmeyecektir” şeklinde konuştu.
İçeride ve dışarıda bize bedel ödettiklerini sananların, gerçek bedeli kendilerinin ödeyeceğini kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Biz, milletimizin, bayrağımızın, vatanımızın, devletimizin bekası için 1000 yıldır bedel ödüyoruz, ödemeye devam etmekten de çekinmeyiz. Bugün bize en alçak, en sinsi, en insanlık dışı yöntemlerle saldıranlar, inanın bana, bedel ödeme günü geldiğinde, hayvandan daha aşağı bir konuma düşecekler, ama yine de kendilerini bekleyen akıbetten kurtulamayacaklardır” açıklamalarına yer verdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, terör örgütlerinin ve terör eylemlerinin en başta gelen amaçlarından birinin, ülkenin ve toplumun gündemini kontrol altına almak olduğuna dikkat çekti ve buna izin vermeyeceklerini vurguladı. “Kayıplarımızın acısını yaşayacak, onlara karşı sorumluluklarımızı yerine getirecek, kanlarının yerde kalmamasını sağlayacağız; bundan hiç kimsenin şüphesi olmasın. Ama aynı zamanda hedeflerimiz doğrultusunda adım adım yürümeye de devam edeceğiz” ifadelerini kullanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu vakur duruşun, her şeyden önce şehitlere karşı sorumluluğun bir gereği olduğunu ifade etti ve ekledi: “İşte bu sebeple, bir yandan acımızı yaşarken, diğer yandan doktorlarımıza özel bir gün olan 14 Mart Tıp Bayramı’nı sizlerle idrak edeceğiz.”
“HEKİMLERİMİZ, MİLLETİMİZİN BİRLİĞİNİ KORUMA KONUSUNDA DA ÇOK GÜÇLÜ DURUŞ SAHİBİDİR”
14 Mart Tıp Bayramı’nın, bu mesleğin Türkiye’deki ve dünyadaki tüm mensupları için hayırlara vesile olmasını dileyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, doktorlara çalışmaları ve hizmetlerinden dolayı teşekkür etti ve şunları söyledi: “Hekimlerimiz, sadece insanımızın sağlığını değil, aynı zamanda ülkemizin bağımsızlığını, milletimizin birliğini, beraberliğini koruma konusunda da çok güçlü duruş sahibi bir meslek grubudur. Bugün Tıp Bayramı olarak kutladığımız 14 Mart, aynı zamanda, 1919 yılında, İstanbul’un işgaline karşı, Tıbbiyeli öğrencilerimizin, okullarının iki kulesi arasına astıkları Türk bayrağıyla gösterdikleri direnişin de yıldönümüdür. Çanakkale’de ve Kurtuluş Savaşı’nda doktorlarımızın gösterdikleri kahramanlıklara, yaptıkları fedakârlıklara ilişkin sayısız hikâye, sayısız örnek vardır. Benzeri sahnelere bugün de şahit oluyoruz. Geçtiğimiz yılın Temmuz ayından beri ülkemizde yaşanan terör olaylarında, bir doktorumuz, bir sağlık memurumuz, bir eczacımız, bir ambulans şoförümüz ve hastanede görevli iki memurumuz hayatını kaybetti. Sağlık çalışanlarımız, hizmet kervanında olduğu gibi, şehitler kervanında en önlerde yerlerini aldılar. Bir kez daha şehitlerimize Allah’tan rahmet, yakınlarına başsağlığı diliyorum. O mermilerin arasında havan topları arasında bakıyorsunuz ambulans, şoförüyle, doktoruyla hemşiresi ile yaralıyı almaya gidiyor, bir taraftan da mermiler geliyor. Tabii bu her yiğidin kârı değil. Bu bir inanma, azim, bir feda-i can etmek için yola çıkma işidir.”
Aynı dönemde bölgedeki hastanelere ve ambulanslara 11 silahlı, 16 taşlı, motoloflu ve roketli saldırı ile 16 ayrı alıkoyma hadisesinin yaşandığını; sağlık ekiplerinin 6 defa çatışmaların arasında kaldığını, tarihte eşine az rastlanacak şekilde Cizre Devlet Hastanesi’ne 13 roket atıldığını hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Buna rağmen, orada görev yapan doktoruyla, hemşiresiyle, teknisyeniyle tüm personelimiz, canla-başla görevlerini yerine getirmişler, terör örgütünün amacına ulaşmasına meydan vermemişlerdir” ifadelerini kullandı.
“DOĞU VE GÜNEYDOĞU SAĞLIK ALANINDA DA ÇOK BÜYÜK HİZMETLERE KAVUŞTU”
Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde yaşayan vatandaşları, her alanda olduğu gibi, sağlık alanında da, geçen 13 yılda çok büyük hizmetlere kavuşturduklarına dikkat çeken ve bu hizmetlerden örnekler veren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Biz bunları yaparken, terör örgütü de sağlık tesislerini molotofla yakarak, kurşunlayarak, personelimizi tehdit ederek hizmetleri engellemenin çabası içindeydi” değerlendirmesinde bulundu.
Konuşmasında, Güneydoğu Anadolu bölgesinde görev yapan sağlık personelinin hayatlarını tehlikeye atarak gösterdikleri fedakârlık ve kahramanlıklardan örnekler de veren Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu örneklerin saatlerce anlatılabileceğini söyledi ve devamında şunları kaydetti: “Çünkü her gün, Türkiye’nin bir yerinde bu tür fedakârlık örnekleri yaşanmaya devam ediyor. Tabii, burada asıl önemli olan, insanlarımıza hizmet için gece-gündüz çırpınan doktorlarımızın ve diğer sağlık personelimizin, kimi zaman şiddete, kimi zaman teröre maruz kalabiliyor olmasıdır. Ama şundan emin olunuz. Milletimizle birlikte tüm dünya sizlerin kıymetini çok iyi biliyor. Bugün Türkiye, Avrupa’dan, Orta Doğu’dan, Asya’dan; dünyanın her yerinden insanların şifa aramak için akın ettikleri bir ülke haline gelmiştir. İnşaatları devam eden Şehir Hastaneleri Projelerimizin de hayata geçmesiyle, inşallah bu trafiğin daha da artacağına inanıyorum. Hedefimiz, 2023 yılında sağlık turizminde 20 milyar dolarlık bir büyüklüğe ulaşmaktır. Halkımızın sağlık hizmetleri konusunda her geçen yıl yükselen memnuniyet oranı, doğru yolda ilerlediğimizi gösteriyor.”
Sağlık hizmetleri alanındaki çalışmaları sağlık personelinin memnuniyetini de yükselterek, kesintisiz bir şekilde devam ettireceklerine vurgu yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Terör örgütleri aracılığıyla bu ülkeyi, bu milleti hedeflerinden uzaklaştırabileceklerini sananlara yanıldıklarını, inşallah hep birlikte göstereceğiz” dedi.
Misafirleri olan hekimlere hitaben, “Milletimize, insanlığa yaptığınız hizmetler için her birinize ayrı ayrı şükranlarımı sunuyorum” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşmasını, “Tüm doktorlarımıza huzurlu, güvenli ve elbette sağlıklı günler temenni ediyorum” dileğiyle tamamladı.
Anahtar Kelimeler
YORUMLAR
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter
kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. Ayrıca suç teşkil edecek hakaret içerikli yorumlar
hakkında muhatapları tarafından dava açılabilmektedir.
Henüz yorum yapılmamış ilk yorum yapan siz olun...
2