DEVLET BAHÇELİ HATAY’DA KONUŞTU
İşgal edildiği 1918 yılından, Cumhuriyetimize dahil olduğu 1939 yılına kadar ayrı kalınan 21 yıl boyunca muhteşem bir mücadeleye giren Hataylıların, yeniden aynı ruhla geleceklerine sahip çıkacaklarına yürekten inanıyorum.
4.06.2015 00:11:28
Bu haber
2137 kez okundu
DEVLET BAHÇELİ HATAY’DA KONUŞTU
Aziz Hataylılar,
Muhterem Vatandaşlarım,
Değerli Dava Arkadaşlarım,
Saygıdeğer Hanımefendiler, Beyefendiler,
Bugün Hatay; şiir gibi gönüllere dokunuyor.
Kurumuş toprağa bereket getiren rahmet gibi kalplere huzur veriyor.
Hatay’da gösterdiğiniz bu coşku, bu görkemli, bu ihtişamlı sevgi ve muhabbete şükranlarımı sunuyorum.
Hepinizi sevgi ve saygılarımla selamlıyorum
Antakya’ya, Altınözü’ne, Arsuz’a, Belen’e, Defne’ye, Dörtyol’a, Erzin’e, Hassa’ya, İskenderun’a, Kırıkhan’a, Kumlu’ya, Payas’a, Reyhanlı’ya, Samandağ’ına, Yayladağı’na selamlarımı gönderiyorum.
11 Mayıs 2013 tarihinde alçakça düzenlenen menfur bombalı saldırıda hayatlarını kaybeden kardeşlerime Cenab-ı Allah’tan rahmet diliyorum.
Bu açık hava toplantımızın gerçekleşmesinde emeği geçen, katkısı bulunan her dava arkadaşımı tebrik ediyorum.
5 gün sonra yapılacak 25’inci Dönem Milletvekilliği Genel Seçimleri’nin ülkemizin birliğine, milletimizin dirliğine, insanımızın refahına en üst düzeyde katkılar sağlamasını Cenab-ı Allah’tan niyaz ediyorum.
Seçimlerin barış, huzur, güven ve demokratik yarış içinde geçmesini temenni ediyor, siyasi partilere ve milletvekili adaylarımıza başarılar diliyorum.
Ve hepinize hoş geldiniz, sefalar getirdiniz diyorum.
Değerli Hataylılar,
Aziz Dava Arkadaşlarım,
Tarihi bir seçimin arifesindeyiz.
Hataylı tıpkı, anavatana kavuştuğu 1939 yılının 23 Temmuz’undaki kadar önemli sonuç doğuracak bir seçimle, 76 yıl sonra yeniden karşı karşıyadır.
İşgal edildiği 1918 yılından, Cumhuriyetimize dahil olduğu 1939 yılına kadar ayrı kalınan 21 yıl boyunca muhteşem bir mücadeleye giren Hataylıların, yeniden aynı ruhla geleceklerine sahip çıkacaklarına yürekten inanıyorum.
O tarihlerde Hatay’ı ana vatana bağlamak, al bayrağın gölgesine ve himayesine almak için verdiğiniz mücadeleye bakınız.
Şimdi ise vatan topraklarını bırakıp kaçan buna başarı diyen korkakların hallerine bakınız.
Çok şanslısınız.
Hatay meselesi şayet bundan 76 yıl önce çözülmemiş olsaydı, AKP bugün Hatayı da Fransız’a teslim etmek için masaya çoktan oturmuş olurdu.
Çünkü bunların fıtratında teröristlerle, zalimlerle, düşmanlarla oturup kalkmak vardır.
Nerede bir hain görseler anında pusarlar.
Nerede Türkiye doğrulmuş bir silah görseler ellerini kaldırırlar.
AKP zihniyeti teslimiyetçidir, tavizkardır, iftiracıdır.
1939’un 23 Temmuz’unda Atatürk’ün ifadesi ile “Kırk Asırlık Türk Yurdu” olan Hatay’ın kaderi değişmiştir.
İnanıyorum ki, 7 Haziran’da da Türkiye’nin makus talihinin değişmesinde Hatay’ın büyük katkısı olacaktır.
Bugün Türkiye’mizin tıpkı Hatay’ımızın Anavatanımıza kavuşmasındaki gibi bir kucaklaşmaya ve kaynaşmaya ihtiyacı vardır.
Tartışma, çatışma, kutuplaşma ile geçen 150 ay 17 günlük süre içinde Türkiye her türlü bunalımı yaşadı.
Yokluğu, yoksulluğu ve soygunu örtmek için hükümet sürekli sunni gündemler yaratarak çatışmaları körükledi.
Bu çatışma sadece siyasal alanda değil milli değerlerimiz ve milli kimliğimiz açısından da yaşandı.
Türkiye’mizin tarihinde ilk kez, Başbakanlık yapmış şimdi de kaçak ve karanlık sarayda nefes alan birisi, mensubu olduğu milleti bir etnik gruba indirgedi.
Mezhepçilik yaptı.
Komşu coğrafyalardaki kaosa taraf oldu.
36 gruptan söz etti ve Büyük Türk milletini aşiret düzeyine indirdi.
Türk milleti diyemedi,
Buna dili varmadı,
Haini heveslendirdi.
Bölücüyü heyecanlandırdı.
Katilleri ümitlendirdi.
Türkiye üzerinde hesap yapan çevreleri körükledi.
Bu adam biliyorsunuz, şimdi Cumhurbaşkanı.
Sarayın nefret ve tahrik kampanyasına kurşun askerlik yapan şahıs da Başbakanlık makamında.
Malumunuz, dün Erdoğan İskenderun’a geldi.
Yine sabırları çatlatacak bir konuşma yaptı.
Yine yalan, riya, istismar ve inkar dolu sözlerini kendisini dinleyenlerle paylaştı.
Erdoğan konuşmasında bir soru sormuş ve şöyle demiştir:
“Hatay, pazar günü sandıkları patlatıyor mu?”
Erdoğan sandığın patlayıp patlamamasıyla niçin ilgilidir?
Kendisini vicdan dikişleri attığı gibi, şeref ve edebi de çoktan gümbürtüye gitmiştir.
Anayasa’ya göre Cumhurbaşkanı tarafsız değil mi?
Anayasa’ya göre Cumhurbaşkanı devletin başı, Türk milletinin ve Türkiye Cumhuriyeti’nin birliğini temsil etmiyor mu?
Şerefli ve namuslu bir Cumhurbaşkanı her siyasi partiye eşit mesafede durmayacak mı?
Erdoğan bir yanda yeni anayasa diyor, diğer yanda AKP’yi adres gösteriyor.
Bir yanda yeni Türkiye kepazeliğini anlatıyor, diğer yanda AKP’yi işaret ediyor.
Bir yanda başkanlık istiyor, diğer yanda AKP’ye de bunu dayatıyor.
Erdoğan muhalefetle kavga ediyor, ağır benzetme ve hakaretleri sıralıyor, ama AKP’ye hiçbir şey demiyor, diyemiyor.
Davutoğlu’yla beraberce kürsülere çıkıyor.
Bunlar ortak mitingler düzenliyor, ortaklaşa yalan seansları, eşgüdüm halinde ihanet oturumları düzenliyorlar.
Ve Erdoğan en sonunda gönlümde bir aslan yatıyor diyerek aklı sıra AKP’ye göndermede bulunuyor.
Erdoğan’ın gönlünde yatan aslan görünümlü ampullü sırtlanı Hataylı iyi bilir.
Geçmişe bakın neler yaşandığını şüphesiz göreceksiniz.
Düne bakın AKP’nin şifrelerini de çözeceksiniz.
AKP’yle birlikte;
Terör yeniden hortladı.
PKK yeniden umutlandı.
Bölücülük ilk kez bu kadar mevzi elde etti.
Silahı alan dağa çıktı.
Parti kuranıysa ihanet saçtı.
AKP ile PKK şimdi yeni Anayasa ve başkanlık ekseninde muta nikahı kıymışlardır.
Terör giderek azdı.
Teröristler Amanos’lara dayandı.
Maden ocaklarını basmış, çobanları öldürmüştür.
AKP ise sadece seyretmiştir.
İskenderun’da Anayasa suçu işleyen çeyrek tiran Erdoğan’ın çok günahı vardır.
PKK’nın ve Barzani’nin yüreğine su serpen odur.
Terörü teşvik eden odur.
Bu nedenle şehit Mehmetçiklerin sorumlusu da odur.
“Türkiyelilik” adı ile Türk milletinin bin yıllık kardeşliğini tartışmaya açan Erdoğan’dır.
“Demokratik Cumhuriyet” önerisi ile İmralı canisinin sözcülüğünü yapan Erdoğan’dır.
“Kürt sorunu” vardır diyerek terörü azdıran, bölücülüğü heveslendiren, sonra da ayrımcılıktır sözüyle u dönüşü yapan Erdoğan’dır.
“Mozaik, alt kimlik, etnisite” gibi zırvalarla ayrışmanın önünü açan yine Erdoğan’ın kendisidir.
İhanetin her türüne, geçmiş yanlışların hepsine destek verip saray hesabına Başbakanlık adı altında ücretli kölelik yapan da Davutoğlu’dur.
Davutoğlu, 9 Mayıs’ta buraya gelmiş.
Burada da Ahmet Hatayi ismini almış.
Gönülden Hataylı olduğunu söylemiş, öyle mi?
Davutoğlu’nun isim koleksiyonuna diyeceğim bir şey yok.
Kimisi pul biriktirir, kimisi de unvan.
Davutoğlu’nun unvan serisine yenileri çoktan eklendi; Bundan sonra kendisi hata Ahmet, kusur Ahmet, aciz Ahmet, müflis Ahmet, yalan Ahmet olarak her zaman akıllarda kalacaktır.
Davutoğlu, Hatay’dan komşu coğrafyalara haykırmış, Halep’in, Lazkiye’nin, Musul’un, Bağdat’ın, Şam’ın barış şehri olmasını söylemiştir.
Bölgesel yangına, komşu ülkelerdeki kanlı çekişmeye yanlı bakan, maşalar eliyle aktif şekilde katılan neyin barışından bahsetmektedir?
Düne kadar savaş çığırtkanlığı yapan Davutoğlu’nun ağzından çıkan barış sözlerine kim inanacaktır?
Hataylı kardeşlerim, sizler Suriye’deki vahşetten çok etkilendiniz.
Dört yıldır yanı başınızda nehir gibi kan aktı.
Akrabalarınız, kardeşleriniz, arkadaşlarınız, hısımlarınız zarar gördü, belki de hayatını kaybetti.
Sizler bugüne kadar;
√ AKP’nin politikalarında barışa dair bir umut gördünüz? (Hayır)
√ Türkiye’nin vakar ve saygınlığına yakışan bir dış politika izlendi mi? (Hayır)
√ Erdoğan’a inanıyor musunuz? Davutoğlu’na güveniyor musunuz? (Hayır)
Suriye kanadıkça Hatay’da bundan etkilenecektir.
Yanıbaşımızdaki felaketten en çok şikayetçisisiniz.
Sınır güvenliği gevşeyip esnedikçe Hatay tehdit ve tehlike altında kalacaktır.
Suriye’deki iç savaş Hatay’ın sosyal ve ekonomik dengesini felç etmiştir.
Kontrolsüz şekilde başlayan göç dalgası ile kökleşen Suriyeli sığınmacı meselesi Hatay’ın şu anda en önemli açmazıdır.
Suriyelilerin artan sayısıyla Hatay nüfusu yaklaşık iki katına çıkmıştır.
Hatay korkunun pençesindedir.
Hatay güvensizliğe teslimdir.
Hatay risk ve tehditlere açıktır.
Peki bunu kim yapmış, buna kimler ortam açmıştır?
Ben söyleyeyim, 1 milyar 370 milyon liralık kaçak ve karanlık sarayda oturan Recep Tayyip Erdoğan’dır ve sizin geleceğinizi de çalmıştır.
Sıfır sorunun mucidi, stratejik çukurun kazıcısı Başbakan Davutoğlu, size kast etmiştir.
AKP ve ali dibocular sayesinde, Hatay ne yazık ki yıllardır koruduğu barış ve hoşgörü şehri olma vasfını kaybetmeye başlamıştır.
Farklı ülkelerden gelen kan emici ve cani teröristlerin bir nevi toplanma kampına dönüşen Hatay, her an yeni suikast ve sabotajların korkusu ve tedirginliğiyle varlığını idame ettirmektedir.
Suriyeli sığınmacılar Hatay’ın dört bir yanında kontrolsüz ve plansız bir şekilde yaşamaktadır.
Bu kapsamda işsizlik sorununu felaket boyuta tırmanmıştır.
Suriyeli sığınmacıların daha ucuz ücretlerle çalışma hayatının içine girmesi ile birlikte Hataylılar maalesef işsiz kalmıştır.
Gelen sığınmacıların yeni iş yerleri açmaları Hataylı esnafın da zaten kötü olan ticaretine zarar vermiştir.
Hatay yıllardır Ortadoğu ile Türkiye arasında ticaretin de merkezi olmuştur.
Bu nedenle Hatay da nakliye sektörü gelişmiştir.
Ancak Ortadoğu’ya giden malların Suriye üzerinden taşınması ve uzun bir zamandan beri bu koridorunda güvenlik sebebinden dolayı kapalı olmasından dolayı Hatay da nakliye sektörü can çekiştiğini biliyorum.
İflaslar yaygınlaşıyor.
İskenderun limanından başlayıp Mısır limanına düzenlenen RO-RO seferleri de ülkemiz ve Mısır Hükümeti arasında yaşanan sıkıntılar yüzünden dibe vurmuştur.
Suriye de ki iç savaşın bir başka etkisi de turizme yöneliktir.
İnanç, kültür ve doğa turizmi alanında Hatay’ı ziyaret eden yabancı turist sayısı savaş dolayısı ile nerede ise sıfır noktasına inmiştir.
Nitekim Hatay, AKP’nin yanlış politikaların acı verici sonuçlarına katlanmaktadır.
Biz bu sorunu çözeceğiz.
MHP, Hatay’ın huzur dolu günlerini tekrar geri getirecektir.
AKP artık çıkmaz sokaktır.
Bu zihniyetin gittiği yer uçurumdur.
Hatay milli tepkisini, yaşadığı tramva ve dramların hesabını sormak için 7 Haziran’ı beklemektedir.
Hataylı vatandaşlarıma soruyorum.
Ve şu anda bile örtülü plakalarla devletin araçlarını kullanarak, devlet imkânlarını yağmalayarak gezen Başbakan’ın Hatay’ın gür sesini duymasını istiyorum. Ve soruyorum:
Hataylı kardeşim,
Bayrağa sahip çıkacak mısınız? (Evet)
Vatana sahip çıkacak mısınız? (Evet)
Türkiye’ye sahip çıkacak mısınız? (Evet)
Kaderinize sahip çıkacak mısınız? (Evet)
Hatay’a sahip çıkacak mısınız? (Evet)
Bu evetler Hatay’ın ufkunu açacak, talihini değiştirecektir.
Daha önce de söyledim. Yine söyleyeceğim.
Çünkü bunlar da bizim kırmızı çizgilerimiz.
Olaylar nasıl gelişirse gelişsin, dayatmalar ne boyut alırsa alsın; burada, huzurunuzda dosta ve düşmana tekrar ediyorum:
Verilecek toprağımız yoktur.
Terk edilecek ilimiz yoktur.
Çizilecek sınırımız yoktur.
Vazgeçilecek insanımız asla ve asla yoktur.
Milliyetçi Hareket memleketimizin her evladını kucaklamaktadır.
Laik olanını, dindarını, Alevisini, Sünnisini, doğulusunu batılısını, güneylisini kuzeylisini hepsine kapısını açmaktadır.
Ayrılıkta hayır yoktur.
Çatışmada sonuç yoktur.
Bölünmede huzur yoktur.
Gün birleşme günüdür.
Gün kucaklaşma günüdür.
Gün Milliyetçi Hareket Partisinde buluşma günüdür.
Bizim ittifakımız sizinle.
Bizim koalisyonumuz milletimizledir.
Barışmak, kucaklaşmak için fırsat arayan aziz Hataylılar;
İşte o gün gelmiştir.
Fırsat yanınızdadır.
Tercihiniz elinizdedir.
Milliyetçi Hareket alayınızı temsil etmeye hazırdır.
Milliyetçi Hareket her birinizi başköşede ağırlamaya taliptir.
Biz, bir tas çorbaya muhtaç bırakılan garibanın iktidarı olacağız.
Biz, şehit evladının arkasından vatan sağ olsun diyerek gözyaşını yüreğine akıtan muhterem anaların iktidarı olacağız.
Biz, açlık, yokluk ve yoksulluk ile namusu sorgulanan, sınanan mazlumların iktidarı olacağız.
Biz, ahlakından asla taviz vermeden, onuru ile ayakta durmaya çalışan milyonların iktidarı olacağız.
Biz çatlamış toprağa gözyaşını akıtan çaresiz çiftçinin iktidarı olacağız.
Biz, namusuyla, alın teriyle ekmeğini kazanmak için dükkanını siftahsız kapatan esnafın, tekerini döndüren nakliyecinin, fabrikasını ipotek eden sanayicinin iktidarı olacağız.
Biz milletin iktidarı olacağız.
Biz Türk milletini iktidara taşıyacağız.
Ve yepyeni bir sayfa açacak,
Ve mutlaka ve mutlaka Türkiye’yi kurtaracağız.
Aziz Hataylılar,
Değerli Dava Arkadaşlarım,
Hataylı alın teriyle, namusuyla, helal kazancıyla geçimini sağlamaya çalışıyor.
Aç yatıyor, hırsızlık yapmıyor.
Borç ödüyor, suistimal etmiyor.
Vergi veriyor, ahlaksızlık yapmıyor.
Onun için, bu hırsızları, rüşvetçileri, 17-25 Aralık yönetimini Hataylı asla hak etmiyor.
Biz sizin adınıza hesap sormaya hazırız.
Yetim malını yağmalayanı,
Haksız kazanç sağlayanı,
Düzmece ihale yapanları mutlaka yargılatacağız.
Korkuları bundandır.
Korku dağları sarmıştır.
İktidar altlarından gitmektedir.
Bunlar bunu görmektedir.
Milliyetçi Hareket, yıllardır yapılan ağır tahribatlara rağmen Türk milletinin dimdik ayakta kalmış son burcudur.
Milliyetçi Hareket, derin çatışmaların yaşandığı bölgemizde Türk devletinin son siperidir.
Milliyetçi Hareket, Türk milletini AKP ile düştüğü sarmaldan çekip çıkaracak son gücüdür.
Burada, Hataylıların coşkusundan aldığım güçle haykırıyorum ki,
Milliyetçi Hareket Partisi teslim olmamıştır.
Dimdik ve ayaktadır.
Ve Türk milleti gerçek sevdalılarını 7 Haziran’da kucaklayacaktır.
Buradan, Hataylılara soruyorum.
Sizler de 7 Haziran günü geldiğinde,
Ne cevap vereceğinizi bilmek istiyorum.
Üzerimize oynanan oyunları bozacak mısınız? (Evet)
Bozguncuların yakasına yapışacak mısınız? (Evet)
Bizimle yürüyecek misiniz? (Evet)
Oy pusulasında üç hilali görür görmez mührünüzü vuracak mısınız? (Evet)
AKP’ye oy vermiş vatandaşım, gel günaha ortak olma.
Yıllardır bir umuttur diye AKP’ye destek veren kardeşim, gel bu haram kervanına katılma.
CHP’ye ve diğer partilere oy vermiş kardeşlerim, gelin bu kez bizimle yürüyün.
“Kime oy vereceğim belli değil, kararsızım” diyen vatan evladı, çekinme, zaman geçiyor, bir ve birlikte olalım, Türkiye’nin kurtuluşuna beraberce omuz verelim.
Genç kardeşlerim, ilk kez oy verecek evlatlarım, birlikte yürüyelim, geleceğinizi inşa edelim.
Hırsıza karşı Bizimle Yürü Hatay.
Yokluğa, yoksulluğa, yolsuzluğa ve yasaklara karşı Bizimle Yürü Hatay.
Teröre, tavize, onursuzluğa karşı Bizimle Yürü Hatay.
Haramzadelere karşı Bizimle Yürü Hatay.
Despot ve tiranlığa özenen 17-25 Erdoğan’a, icazetli ve vesayetli Başbakanlık yapan Davutoğlu’na karşı Bizimle Yürü Hatay.
Hataylı kardeşlerim söyleyiniz bana;
Bizimle yürümeye var mısınız? (Evet)
MHP’nin iktidarına hazır mısınız? (Evet)
Zalimleri, hainleri, emanete zarar veren karanlık emelleri kovmak için MHP’yi seçecek misiniz? (Evet)
Allah hepinizden razı olsun.
Ne mutlu sizlere ki, Hatay kiminle yürüyeceğini belirlemiştir.
Muhterem Vatandaşlarım,
Şundan herkes emin olsun ki, iktidarımızda;
Yoksullukla savaşacağız, yolsuzlukla ve terörle mücadele edeceğiz.
Devlet ve yönetim reformuyla çürümenin önüne geçeceğiz.
Ahlak ve kalitenin tesisiyle çöküşü engelleyeceğiz.
Üreten Ekonomi Programımızla sanayinin, işadamlarımızın, aç ve açıkta kalan milyonlarca masum vatandaşımızın sorunlarını gidereceğiz.
Ekonomi büyüyecek, insanımız refah ve zenginliğe ulaşacaktır.
Türkiye, MHP iktidarıyla, milli varlığına, tarihi misyonuna sahip çıkarak bugün içinde bulunduğu ataletten kurtulacaktır.
Ülkemizi 2023’de bölgesel güç ve küresel aktör, 2053’te de küresel güç mertebesine çıkaracağız.
Emeklilerimize; Mart ayında 1400 ve Eylül ayında 1400 lira olmak üzere yılda toplam 2800 lira Emekli Destek Ödeneği vereceğiz.
Ayrıca esnaflarımızın emekli aylıklarından kesilen sosyal güvenlik destek priminin kaldırılması için ne gerekiyorsa yapacağız.
Çiftçilerimiz feryat etmektedir.
Bu kapsamda mazotta, gübrede, ilaçta, tohumda, yemde, fidede, ÖTV ve KDV’yi tamamen kaldıracağız.
Sulamada ve tarım işletmelerinde kullanılan elektrikten KDV almayacağız.
Hayvan üreticilerinin yem ve kepek başta olmak üzere kullandıkları girdilerdeki KDV’yi yüzde 1’e düşüreceğiz.
Çiftçilerimizin belini büken mazotu 1 lira 75 kuruşa indireceğiz.
Tarımı canlandırmak, çiftçimizi, hayvan üreticimizi borçtan dertten kurtarmak için bizimle yürüyecek misiniz?
Erdoğan çatlasa da, Davutoğlu patlasa da, Maliye Bakanı bütçe dengelerini hatırlatsa da, asgari ücreti net 1400 liraya çıkaracağız. Hayırlı olsun.
İmamsız ve müezzinsiz cami bırakmayacağız.
Cemevi gerçeğini siyasi kaygılardan uzak bir şekilde kabul edecek ve devlet yardımının önünü açacağız.
Köy ve mahalle muhtar maaşlarının en az asgari ücret kadar yükselmesi, yani en az 1400 lira olması için gereğini yapacağız.
Esnaf ve sanatkârlarımız yeni işyeri açtılarsa, onları beş yıl süreyle gelir vergisinden muaf tutacağız.
İlave olarak, kendi nam ve hesaplarına ödedikleri sigorta primlerinin yarısı beş yıl süreyle devlet tarafından karşılanacaktır.
Şoför esnafımızın aldığı yeni ticari araçtan 10 yıl kullanmak kaydıyla KDV ve ÖTV almayacağız. Kutlu olsun.
Bizimle yürümeye söz veriyor musunuz?
İşsiz kardeşlerim üzülmeyin, Üreten Ekonomi Programımızla her yıl 700 bin insanımıza iş sağlayacağız, sorunlarınızı bitireceğiz.
Bugüne kadar kim, hangi ad altında, hangi tutar ve miktarda yardım alırsa alsın, anasının ak sütü gibi helali olan sosyal yardım ve desteklerden kesinlikle mahrum bırakılmayacaktır.
Ve de bu yardımları refah artışı kapsamında yükseltip yüzleri güldüreceğiz.
Muhtaç durumda olan ailelerimizin en az bir ferdine iş vereceğiz.
İş sağlanana kadar, asgari ücretin yarısı kadar, yani 700 lira “Aile Desteği” adı altında ödeme yapacağız.
Şehit yetimlerimizin tamamına iş sağlayacağız.
Sağlık çalışanlarımıza yönelik şiddet eylemlerinin önlenmesi için her türlü hukuki, idari ve sosyal tedbirleri uygulacağız.
Evi olmayan muhtaç ailelerimize sosyal konut sağlayacağız. Veya 250 lira kira yardımı yapacağız.
Engelli ve engelli yakını aylığını 400 liraya, ağır engelli aylığını 600 liraya yükselteceğiz.
İlköğretime ve ortaöğretime devam eden evlatlarımızın annelerine muhtaçlık durumlarını dikkate alarak en az 50 lira vereceğiz.
Aylık 200 kilowatsaatin altında elektrik tüketen ve ödeme gücü olmayan vatandaşlarımıza yüzde 75 indirim yapacağız. Hayırlı olmasını diliyorum.
Muhtaç durumdaki ailelere aylık temel ihtiyaçlarını karşılayabilecekleri Hilalkart uygulamasına geçeceğiz. Güle güle harcayınız.
Öğretmenlerimizin 3600 ek göstergeden yararlanmalarının önünü açacağız.
Üniversite sınavını kaldıracağız.
Atanamayan 330 bin öğretmenimizin KPSS puanları yanmadan atamalarını yapacağız.
Devletin asli ve sürekli hizmetlerinde çalıştırılan taşeron işçilere kadro vereceğiz.
Kamuda sözleşmeli, geçici, 4/B’li, 4/C’li, vekil ve benzeri şekilde istihdam edilenlerin alayını kadrolu yapacağız.
Kapatılan belde belediyeleri, özel idareleri ve köyleri yeniden açacağız.
Emniyet mensuplarımızın çalışma şartlarını ve özlük haklarını iyileştirecek, bu kapsamda polislerimizin ek göstergesini 3600’e çıkaracağız. Hayırlı, uğurlu olsun.
Astsubaylarımızın intibaklarını yapacak, haklarını verecek, uzman jandarma ve uzman erbaşların tüm mağduriyetlerini gidereceğiz.
Ve şüphesiz bölücülüğün ve terörün kökünü kazıyacağız.
Temiz siyaset, dürüst yönetim için Bizimle Yürü Hatay.
Dik baş, tok karın, mutlu yarın için Bizimle Yürü Hatay.
7 Haziran’da MHP’ye oy verecek misiniz? (Evet)
7 Haziran’da vatana, millete ve geleceğinize sahip çıkacak mısınız? (Evet)
MHP’nin Hatay milletvekili adaylarını tam kadro Meclis’e gönderecek misiniz? (Evet)
Sizleri bir kez daha sevgi ve saygılarımla selamlıyorum.
Yolunuz, bahtınız, alnınız açık olsun diyorum.
Hepinizi Cenab-ı Allah’a emanet ediyorum.
Sağ olun, var olun.
Ne mutlu Türküm Diyene.
kaynak:mhp.org.tr
Anahtar Kelimeler
YORUMLAR
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter
kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. Ayrıca suç teşkil edecek hakaret içerikli yorumlar
hakkında muhatapları tarafından dava açılabilmektedir.
Henüz yorum yapılmamış ilk yorum yapan siz olun...
2