Üst Header Banner Reklam
Bunun Getirdiği Risklerin Ülkemizdeki Huzuru, İstikrarı Ve Demokrasiyi
Başbakan Davutoğlu, "Kesin bir şekilde bu saldırının Türkiye içindeki bölücü terör örgütü mensuplarıyla, Suriye'den sızan YPG mensubu bir kişinin birlikte gerçekleştirdiği ortaya çıkmış bulunmaktadır" dedi.
18.02.2016 23:10:23
Bu haber 776 kez okundu
Bunun Getirdiği Risklerin Ülkemizdeki Huzuru, İstikrarı Ve Demokrasiyi

 Başbakan Davutoğlu Ankara’daki Terör Saldırısına İlişkin Açıklamalarda Bulundu

Başbakan Ahmet Davutoğlu, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar'a makamında taziye ziyaretinde bulundu. Davutoğlu, ziyaretin ardından Ankara'daki terör saldırısına ilişkin açıklama yaptı.

Terör saldırısının, sadece vazifelerini yaptıktan sonra evlerine dönen memurlara, vatandaşlara karşı değil, bütün millete, bu toprakların bütünlüğünü savunan herkese yapıldığını belirten Davutoğlu, Türkiye'nin terör saldırılarından dünyada en çok zarar görmüş, bu acıyı en sık yaşamış ülkelerden biri olduğuna dikkati çekti.

Terörün ve hedeflerinin ne olduğunu en iyi Türkiye'nin bildiğini ifade eden Davutoğlu, "Terör bir ülkede kaos çıkarmak, ülkenin istikrarını bozmak, insanların psikolojisini olumsuz yönde etkilemek üzere yapılan haince bir eylemdir. Bu eylemler, özellikle son dönemlerde Türkiye'nin etrafındaki kriz bölgeleri arttıkça, bu bölgelerde kontrol edilemeyen gruplar ve halkına zulmeden rejimler oldukça, etkisini daha da fazla gösterebilmektedir" diye konuştu.

Ankara ve İstanbul ile bütün terör saldırılarında hayatını kaybeden vatandaşlara Allah'tan rahmet, yaralılara acil şifalar dileyen Davutoğlu, hayatını kaybedenlerin yakınlarına taziyelerini iletti.

Genelkurmay Başkanı Akar'a ve Türk Silahlı Kuvvetlerine taziyelerini iletmek üzere Genelkurmay Karargahını ziyaret ettiğini belirten Davutoğlu, şöyle devam etti:

"Türk Silahlı Kuvvetleri kendilerine verilen her türlü görevi, bütün varlıklarını ortaya koyarak, fedakarca yapan kahraman askerlerimizden, komutanlarımızdan müteşekkil, milletimizle bütünleşmiş bir yapıdır ve tarihin zor aşamalarında, Silahlı Kuvvetlerimizin bu zor dönemlerde nasıl büyük kahramanlıklar sergiledikleri herkesçe malumdur. Silahlı Kuvvetlerimiz, Türkiye'ye dönük her türlü tehdidi bertaraf etmeye muktedir, milletiyle bütünleşik şekilde Türkiye'de huzurun, demokrasinin korunabilmesi için kendilerine verilen her görevi yapabilecek kapasiteye sahip, dünyanın en güçlü silahlı kuvvetlerinden biridir. Dün yapılan saldırı hem aziz milletimize hem de Silahlı Kuvvetlerimizde şerefli bir görev yürütmekte olan asker ve sivil memurlarımıza yönelik olmuştur. Silahlı Kuvvetlerimize bir kez daha taziyelerimi ifade ediyorum."

HAKETTİKLERİ CEZAYI GÖRECEKLER

Bu saldırı sonrasında, dün Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında olayı değerlendiklerini, gece boyu istihbarat bilgilerini topladıklarına işaret eden Davutoğlu, ziyareti öncesi Genelkurmay Başkanı, İçişleri, Milli Savunma ve Sağlık Bakanlarıyla tekrar bir değerlendirme yaptıklarını, Adalet Bakanıyla da bir görüşme gerçekleştirdiğini söyledi.

Davutoğlu, şu ifadeleri kullandı:

"Şu anda terör olayının failleri konusu tümüyle aydınlanmış bulunmaktadır. Çok kısa bir sürede bu olayın üstüne giderek aydınlatan emniyet birimlerimize ve güvenlik görevlilerimize de teşekkürü bir borç biliyorum. Bugün elde ettiğimiz veriler ışığında, kesin bir şekilde bu saldırının Türkiye içindeki bölücü terör örgütü mensuplarıyla Suriye'den sızan YPG mensubu bir kişinin birlikte gerçekleştirdiği ortaya çıkmış bulunmaktadır. Bu intihar saldırısını gerçekleştiren Salih Neccar isimli kişi, Kuzey Suriye'nin Amuda şehrinde 1992'de doğmuştur. Dolayısıyla saldırının doğrudan YPG irtibatı ortaya konmuştur. Gece boyu süren yoğun istihbari ve emniyet çalışmalarımız sonucunda, 9 kişi gözaltına alınmıştır. Soruşturma derinleşerek sürdürülmektedir. Bu saldırının her aşamasında katkıda bulunan bütün unsurlar tek tek ortaya çıkartılacak ve adalete teslim edilecektir."

Davutoğlu, yeni gelişmeler olduğunda kamuoyunu bilgilendireceklerini belirterek, "Bu YPG/PYD mensubunun, bölücü terör örgütüyle birlikte, onların koordinasyonunda, örgütün Türkiye içindeki unsurlarıyla birlikte ve Kuzey Irak'tan da bu anlamda destek alan bir şekilde, organize bir suç işledikleri artık kesinleşmiş bulunmaktadır. Bütün suçlular o haince, alçakça saldırıyı gerçekleştiren, bu saldırıya dolaylı veya doğrudan katkıda bulunan kim varsa hepsi yakalanacak, adalete teslim edilecek ve hak ettikleri cezayı mutlaka göreceklerdir" diye konuştu.

GÜVENLİK GÜÇLERİMİZ BÜYÜK ÇABA İÇİNDELER

Türkiye'nin zor bir coğrafyada yer aldığına, etrafında idare edilme kapasitesini kaybetmiş 6-7 devletin bulunduğuna dikkati çeken Davutoğlu, Suriye, Irak, Ukrayna, Yemen, Lübnan, Libya'nın da bulunduğu birçok çok ülkede fiili merkezi otoritenin, ülke topraklarının bir kısmını kontrol edemez durumda olduğunu hatırlattı.

Başbakan Davutoğlu, bunların getirdiği birçok riskin bulunduğunu belirterek, şöyle dedi:

"Bunun getirdiği risklerin ülkemizdeki huzuru, istikrarı ve demokrasiyi etkilememesi için yoğun bir çaba sarfediyoruz. Bütün milletimin bilmesini arzu ettiğim husus şudur ki, emniyet birimlerimiz, güvenlik güçlerimiz, gece, gündüz gayret sarf ederek, Türkiye'nin sınırlarını korumak, Türkiye içindeki muhtemel terör faaliyetlerine karşı her türlü tedbiri almak için büyük bir çaba içindedirler. Hepimizin asli görevi, milletimize ve tarihe karşı sorumluluk hissettiğimiz ana vazifemiz; bu ülkenin birliğini, bütünlüğünü koruyarak, bu ateş çemberinin içerisinde varlığını sürdürmesi, güçlenmesi ve bütün bu zorluklarla mücadele edecek kudrete erişmesidir. Buradaki bu kudretin en önemli kaynağı da milletimizin bitmez, tükenmez inancı, kendisine olan özgüvenidir. Terör faaliyetleri temelde bu özgüveni hedef almaktadır ama şu ana kadar özgüvenimizi, milletimizin devletine duyduğu güveni, kendisine duyduğu özgüveni sarsamamıştır, sarsamayacaktır."

TBMM'NİN ÇALIŞMASI TAKDİRE ŞAYAN

Türk Silahlı Kuvvetlerinin, 23 Temmuz'dan bu yana yürütülen huzur ve demokrasi operasyonunda, büyük fedakarlıklar yaparak, emniyet birimleriyle şehitler vererek, bu zor coğrafyada Türkiye'nin istikrarını korumayı gaye edindiğini vurgulayan Davutoğlu, güvenlik güçlerinin, bundan sonra da kendilerine verilen görevi yerine getirmeleri konusunda hiçbir tereddüt taşımadıklarından emin olduğunu bildirdi.

Böyle dönemlerde, Silahlı Kuvvetlerin, güvenlik birimlerinin gayretlerini yanında siyasi kuruluşların ve sivil toplum kuruluşlarının da teröre karşı birleşmesi gerektiğinin altını çizen Davutoğlu, "İkinci çağrım, siyasi partilere, sivil toplum kuruluşlarınadır. Terör karşısında, kaynağı ne olursa olsun, piyonu kim olursa olsun, omuz omuza vermeliyiz" dedi.

Terör saldırısının TBMM'ye çok yakın bir yerde olmasına rağmen, Meclisin çalışmalarını sürdürmüş olmasının "takdire şayan" olduğunu ifade eden Davutoğlu, grup başkanvekilleriyle yaptığı istişarede, "Tam da terör odaklarının temel hedefi Türkiye'de siyasi, sosyal hayatı dumura uğratmak, yavaşlatmak, durdurmaktır. Her ne suretle olursa olsun, TBMM kendisine milletimizin tevdi ettiği görevi yerine getirmek üzere oturumlarına ara vermeyecektir, bu görevi yerine getirmek için ne gerekiyorsa yapacaktır" talimatını verdiğini aktardı.

Davutoğlu, TBMM'nin yakınında gerçekleşen bu terör olayına rağmen, buradaki çalışmaların devam etmesini sağlayan siyasi partilere teşekkür ederek, özledikleri tavrın bu olduğunu söyledi.

KINAMAYANLARIN 'DEMOKRASİDEN' BAHSETME HAKKI YOKTUR

Bütün dünyaya ve öncelikle de terör örgütlerine, hep beraber, bütün siyasi partilerin ve sivil toplum örgütlerinin, "Biz buradayız. Bu topraklardayız. Ebediyen burada kalacağız. Nerede ve ne şekilde haince planlar yaparsanız yapın, bizim bu konudaki irademizi sarsamayacaksınız" deme gücünü göstermesi gerektiğini vurgulayan Davutoğlu, şunları kaydetti:

"Ancak maalesef TBMM bu şekilde faaliyetini sürdürürken, ortak bir deklarasyon yayınlama konusunda bir partinin gösterdiği uzlaşmaz tutumu da buradan şiddetle kınıyorum. Terör konusunda dahi tavrını ortaya koyamayan, masum, akşam çocuklarıyla oturmak üzere görevini yapıp evine dönmek üzere olan insanlara bu saldırıyı kınamayanların 'insanlık vicdanından, demokrasiden' bahsetme hakları yoktur."

Ankara'da dün yaşanan terör saldırısının ardından birçok devlet başkanından taziye mesajı aldıklarını belirten Davutoğlu, kendisini bizzat arayan Almanya Başbakanı Merkel ile Yunanistan Başbakanı Çipras'ın da aralarında olduğu devlet başkanlarına teşekkür etti.

Saldırı nedeniyle Brüksel'deki Avrupa Birliği-Türkiye zirvesine katılmadığını ifade eden Davutoğlu, şöyle konuştu:

"Burada özel mesajım, hala YPG'yi terör örgütü olarak görmemek için direnen ülkelere dönüktür. Dünkü saldırı da açık bir şekilde ortaya koymuştur ki YPG bölücü terör örgütünün bir parçası ve uzantısıdır. Birlikte hareket etmektedirler. Birlikte bu ülkenin halkına saldırmaktadırlar. Bizim için artık zaten bilinen bir konu olan bu hususun ümit ederiz ki bazı müttefik ülkelere ve bütün bir dünyaya bu açık gerçeği göstermiş olsun. Elimizde bütün deliller mevcut, nereden gelmişler, nasıl organize olmuşlar, bölücü terör örgütü, bunlar nerede... Bu detayları vermiyorum ama bizce malumdur ve bütün ülkelere de bu bilgiler aktarılacaktır. Dışişleri Bakanlığımıza gerekli talimatları vereceğim, bu bilgiler başta P5 ülkeleri olmak üzere bütün ülkelere dağıtılacak. Ve 'YPG terör örgütü değildir' diyenlere de belgelerle birlikte ortaya konulacak. Burada kesin ve tartışmasız bir dayanışma bekliyoruz. 12 Eylül saldırısı sonrasında Türkiye teröre karşı nasıl dayanışma gösterdiyse, Türkiye'ye dönük bu terör saldırıları karşısında da müttefiklerimizden aynı dayanışmayı görmek bizim en temel hakkımız ve beklentimizdir. Burada 'ama'lı, 'belki'li açıklamalar bizi tatmin etmedi, etmiyor, etmeyecek."

TERÖR ÖRGÜTLERİ HAKKINDA ORTAK TUTUM BEKLEMEK BİZİM HAKKIMIZ 

Teröre karşı "Bu terör grubu iyidir, başka bir terör grubuna karşı, DEAŞ'a karşı işimize şimdi yarıyor, dolayısıyla bu terör grubunu kullanalım" diyen bir yaklaşımın objektiflikle ilgisinin olamayacağını ifade eden Davutoğlu, şunları kaydetti:

"Terör örgütleri karşısında ortak tutum beklemek bizim hakkımızdır. Bu konuda da gerekli bilgilendirmeleri yapacağız. Ayrıca YPG'yi sanki demokratik bir unsur gibi masaya davet etmek isteyen örgütlere de buradan, bu terör saldırısı sonrası bir kez daha sesleniyorum. Nasıl El-Kaide masaya oturamazsa, nasıl DEAŞ masaya oturamazsa terör örgütü olan YPG de masaya oturamaz. Eğer oturacak olursa daha dün Suriye Temsilcisinin de ifade ettiği gibi rejimin yanında, katil rejimle birlikte, katiller arasında belki yer alabilir. Ama Suriye halkının temsilcisi olma niteliği yoktur. Türkiye'ye karşı bir düşman statüsündedir. Bu bağlamda da mesajım şudur, YPG, dünkü saldırısıyla bölücü terör örgütü PKK ile birlikte Türkiye'nin düşmanı olduğunu bir kez daha ortaya koydu. Bizim müttefiklerimiz başta olmak üzere bütün dünyadaki teröre karşı mücadele eden ülkelerin de şimdi Türkiye'ye düşman olan bu terör örgütü karşısındaki tutumlarını netleştirmesini bekliyoruz. Türkiye'ye düşman bir örgütü doğrudan ya da dolaylı destekleyenler de Türkiye için o anlamda dost hüviyetini kaybetme riskiyle karşı karşıya kalırlar." 

TÜRKİYE BİR BÜTÜNDÜR,  78 MİLYON BU ZORLUĞU DA AŞACAK GÜCE SAHİPTİR

Davutoğlu, halkı ülkenin başkentinde tehdit eden bir terör örgütüne müsamaha gösterilmesini mazur görmelerinin söz konusu olamayacağını ifade ederek, "Bazı uluslararası basın organlarında sanki olayın askeri boyutu varmış gibi - ki olsa da durum değişmez - bir askeri konvoya saldırı yapıldığı gibi bir yaklaşım var. Sanki bu terör örgütünün askeri bir mücadelenin parçasıymış gibi gösteren yaklaşımları da lanetliyorum. Bu tür yaklaşımların teröre prim vermekten öte bir anlam taşımayacağını da ifade ediyoruz" dedi.

Bir kez daha Genelkurmay Başkanı şahsında Türk Silahlı Kuvvetlerine ve şehit olanların yakınlarına taziyelerini ileten Başbakan Ahmet Davutoğlu, "Türkiye bir bütündür, 78 milyon bu zorluğu da aşacak güce ve kudrete sahiptir. Etrafımız ateş çemberi olabilir ama biz bu ülkeyi birliği ve bütünlüğüyle, dirliğiyle beraberliğiyle gelecek nesillere şanla, şerefle tevdi etme, emanet olarak bırakma görevinden asla feragat etmeyecek, bu konuda asla tereddüt göstermeyeceğiz" değerlendirmesinde bulundu.

SALDIRININ BEDELİ ÖDETİLECEKTİR

Başbakan Davutoğlu, Hava Kuvvetleri Komutanlığınca dün gece bölücü terör örgütüne yönelik Haftanin Kampına operasyon düzenlendiğini de belirterek, operasyonda elebaşlarının da aralarında olduğu 60-70 civarında teröristin etkisiz hale getirildiğini bildirdi. 

Davutoğlu, açıklamalarına şöyle devam etti:

"Sorumluları tespit edildikten sonra bu sorumluların adalete teslim edilmesi yanında Türkiye dışında bu sorumluların kaynağı olan unsurlara karşı da ne zaman ve hangi şartlarda, ne gün hangi mukabelede bulunacağımız da biz de mahfuzdur. Yani kesinlikle bu saldırının bedeli ödetilecektir. Bu bedelin ne olduğu, ne zaman olacağı, nasıl gerçekleşeceği biz de mahfuz olmak üzere, her türlü meşru müdafaa da dahil tedbiri sınırda alacağız. Bu hain unsurlara ve dış güçlerin piyonlarına karşı da hiç tereddüt göstermeden en şiddetli şekilde mukabelede bulunacaktır.

Terör saldırısının gerçekleşmesi aşamasındaki seyirlerle ilgili bilgileri şu anda mahfuz tutuyoruz. Çünkü soruşturma devam ediyor. Dediğim gibi irtibatlı 9 kişi gözaltına alındı. Bu anlamda bir network tespit edildi. Onlardan alınan bilgiler ışığında yeni gözaltılar olacak. Bu gözaltılar çerçevesinde bu soruşturma devam ettiği için size şu anda bütün o safahatı detaylı olarak vermeyi doğru görmüyorum."

Saldırıda hayatını kaybedenlerin isimlerini ailelerin ve kamu hassasiyeti sebebiyle açıklamayacağını vurgulayan Davutoğlu, Genelkurmay Başkanlığı ile İçişleri Bakanlığının isimleri yazılı olarak kamuoyuyla paylaşacağını kaydetti.

70 CİVARINDA BÖLÜCÜ TERÖR ÖRGÜTÜ MENSUBU ETKİSİZ HALE GETİRİLDİ

Bir basın mensubunun, "PYD'ye karşı daha sert önlemler ya da farklı önemler alınacak mı?" yönündeki sorusu üzerine Davutoğlu, şu yanıtı verdi:

"Dün saat 21.30 itibarıyla Haftanin civarında bölücü terör örgütü unsurlarına ve kamplarına dönük çok etkili ve istihbari bilgilere dayalı kapsamlı bir operasyon yapılmıştır. İstihbari bilgiden kastım şudur, burada bölücü terör örgütünün önemli elebaşlarının da bulunduğu bir anda gerçekleştirilen bir operasyon. Şu ana kadar da 70 civarında bölücü terör örgütü mensubu etkisiz hale getirildi. Bu tabii Kuzey Irak sahasında. Suriye sahasında zaten Afrin'den gelen YPG unsurlarının, rejim güçlerinin ve ayrıca İran milislerinin, Hizbullah milislerinin Rus hava gücü desteğiyle Türkiye ile Halep arasındaki koridoru kapatması ve Tel Rıfat'a girmesi üzerine, Azez'e yönelmesi üzerine biliyorsunuz, Silahlı Kuvvetlerimiz Azez'in ve oraya dönük olarak harekete geçmiş olan mültecilerin korunması amacıyla ve sınırımıza dönük olarak atılan havan mermilerine mukabelede bulunmak üzere top atışlarımız oldu. Bu devam edecek. Yani sınırımıza dönük olarak kim ihlal ederse, en güçlü şekilde mukabelede bulunulacak. Türkiye'ye daha çok mültecinin gelmesini sağlamak ve Türkiye'yi bu konuda Avrupa ile birlikte sıkıştırmak isteyen hamlelere karşı da gerekli müdahalelerde bulunacağız. Dünkü terör saldırısı yeni bir unsuru ekledi buna, yani sınırlarımızı korumak, Türkiye'ye dönük mülteci akınını zorlayan saldırılara karşı durmak yanında dünkü saldırı doğrudan Türkiye'ye dönük bir saldırıdır. Bunun müsebbibi YPG'dir, bunun müsebbibi bölücü terör örgütü PKK'dır. Dolayısıyla her yerde ve her şartta bunlara karşı gerekli tertibat alınacak. Türkiye'ye dönük hiçbir saldırı şu ana kadar karşılıksız kalmamıştır. Ancak bu karşılığın en etkin şekilde nerede, nasıl olacağı konusunda da yapılacak çalışmalar bizde mahfuzdur."

Davutoğlu, fevri hareket etmeyeceklerini, Türkiye'nin herhangi bir oldu bittinin içine girmesine izin vermeyeceklerini belirtti. Davutoğlu, daha önceki birçok olayda da görüldüğü gibi Türkiye'nin uyarıları dikkate alınmadığı zaman ne tür sonuçlarla karşı karşıya kalındığının herkes tarafından bilindiğini vurguladı. 

"Bizce en doğru zamanda, en doğru yöntemlerle, en kararlı şekilde mukabelede bulunacağız" diyen Davutoğlu, "Bundan kimsenin tereddüdü olmasın, Türkiye'ye meydan okuyanlara meydanı bırakmayız. Dün olduğu gibi Türk Silahlı Kuvvetleri mensubu 27 vatandaşımız ve 1 sivil memurumuzun şehadetine sebep veren bu unsurlar karşısında bu çalışmaları yürütmek üzere ilgili güvenlik birimlerimize gerekli talimatlar verildi" diye konuştu. 

Davutoğlu, olayın arkasındaki siyasi güce yönelik bir soruyu yanıtlarken şunları kaydetti: 

"Her zaman söylüyoruz, PKK bölücü terör örgütü, 70'li yılların sonlarında doğduğu zaman da bir piyondu. O zaman Sovyetler Birliği'nin Marksist Leninist Stalinist yaklaşımının, Türkiye'deki uzantısıydı ve herhangi bir şekilde Kürt vatandaşlarımızın hakkını korumak gibi argümanlara dayalı bir oluşum değildi. Aksine bunları istismar ederek, o zaman soğuk savaş şartlarında Sovyetler Birliği'nin kullandığı bir piyondu. Daha sonra bu piyon şartlara göre değişerek birçok başka unsur tarafından kullanıldı, hala kullanılıyor. 

Burada özellikle Doğu ve Güneydoğu'daki vatandaşlarımıza seslenerek bu piyonların oyunları karşısında Türkiye'nin batısıyla, kuzeyiyle, güneyiyle, her bir köşesi ile bir bütün olduğu konusunda gösterdikleri vakur tutuma teşekkür ediyorum. Son terör olayları karşısında yürütülen operasyonlara halkımız yoğun bir destek verdi. Ayrıca buradan Türkiye'nin her bir köşesindeki vatandaşlarıma da sesleniyorum; bu terör örgütü tam da 'Türkiye'de etnik bir karışıklık, bir karşılaşma olsun' istiyor. Onlara karşı Türk, Kürt, Sünni, Alevi, bütün unsurları ile bir ve beraber olduğumuzu gösterelim, provokasyonlara gelmeyelim."

Davutoğlu, herkesin birbirine sarılması gereken bir dönemden geçildiğine işaret etti.

SURİYE REJİMİ DE BU ANLAMDA BU İŞTEN BİRİNCİ DERECEDEN SORUMLUDUR

PKK'nın bugün de başka unsurlar tarafından kullanıldığına dikkati çeken Davutoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: 

"Birinci unsur Suriye rejimidir. Daha dün Suriye rejiminin BM Daimi Temsilcisi ve Cenevre'de yürüyen müzakerelerde Suriye'yi temsil eden Caferi açıklama yaptı ve dedi ki 'YPG, bizim desteklediğimiz bir örgüttür', çok açık bir şekilde. Buradan biz şu sonucu çıkarıyoruz; YPG, Suriye rejiminin bir piyonudur ve bu saldırıdan Suriye rejimi doğrudan sorumludur. Suriye rejimine dönük her türlü tedbiri alma hakkı da bizde mahfuzdur. Hiç bunda tereddüt de yoktur. Gerekli tedbiri alırız, madem ki onların piyonlarıdır, madem ki onlarla irtibatlıdır, madem ki onlardan talimat almaktadır, şu andan itibaren Suriye rejimi de bu anlamda bu işten birinci dereceden sorumludur.

İkincisi, YPG'yi açık bir şekilde ofis açarak ya da irtibat kurarak destekleyen ülkeler var. Son dönemde YPG'nin Azez'e doğru ilerlemesi için hava desteği veren ve masum halka karşı ağır bombardıman yapan Rusya'yı da bu konuda bir kez daha, bu terör örgütünü, Suriye'deki masum halka ve Türkiye'ye karşı kullanmama konusunda uyarıyorum. Dün Rusya bu terör saldırısını kınadı, bu iyiye işarettir ama kınama yetmez. Türkiye'ye dönük terör piyonu kullanmaya niyet eden herkes, bilsin ki bu terör oyunu, bu terör piyonu döner bumerang gibi onları da vurur. Türkiye'nin bu anlamda saldırıya açık ve etrafında ateş çemberi olması dolayısıyla kırılgan bir konumda olduğunu kimse zannetmesin. Terör, kimin eli tarafından kullanılırsa en önce gelir o eli vurur."

TÜRKİYE İLE DAYANIŞMA SÖZLE OLMAZ

Başbakan Ahmet Davutoğlu, "DEAŞ'a karşı YPG'yi kullanabiliriz" düşüncesiyle YPG'yi Türkiye sınırında güçlendiren veya YPG'ye destek veren müttefik ülkelere de seslendiğini belirterek, şu değerlendirmelerde bulundu: 

"Bugün o destek verilen YPG, Ankara'da bizim kalbimizde, bizim canlarımızı aldı. Bilinsin ki eğer bu saldırılar, bu terör saldırısı devam ederse, etmese dahi cevap verilecek ama, YPG kadar onlar da bu sorumluluğu paylaşmış olurlar. Türkiye ile dayanışma mesajlarına teşekkür ediyoruz ama Türkiye ile dayanışma sözle olmaz. Biz nasıl 11 Eylül karşısında dayanışmamızı fiilen Afganistan'da gösterdik ve bugün hala Afganistan'da şerefli Türk Silahlı Kuvvetleri mensupları var, Afganistan'da uluslararası terörizme karşı savaşıyorlar, NATO dayanışması çerçevesinde orada bulunan şerefli Türk Silahlı Kuvvetleri mensuplarının silah arkadaşları bugün Ankara'da saldırıya uğradı.

Başta ABD olmak üzere hiçbir NATO üyesi ülkenin, Afganistan'da omuz omuza durduğumuz ülkenin, Türkiye'nin kalbinde bize saldırı yönelten bir terör örgütü ile ilişki kurmasını mazur görmeyiz ve bu konuda da tutumumuzu açık bir şekilde, en güçlü şekilde ifade ediyoruz ve bu konuda bir kez daha uyarıyoruz. Bizim için PKK ile YPG arasında fark yoktur. Dünkü olay bütün detayıyla, buradan çıkınca Dışişleri Bakanı'mıza talimat vereceğim, bütün P5 ülkeleri ve dost, müttefik ülkelerin büyükelçileri Dışişleri Bakanlığına çağrılarak ellerine bu bilgiler, bu belgeler verilecek. Bu belgeleri gördükten sonra hala bizim karşımızda YPG'yi savunmaya niyet eden olursa onların terörle mücadele konusundaki samimiyetini de sorgulamaya başlarız."

Anahtar Kelimeler
YORUMLAR
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. Ayrıca suç teşkil edecek hakaret içerikli yorumlar hakkında muhatapları tarafından dava açılabilmektedir.
Henüz yorum yapılmamış ilk yorum yapan siz olun...
2
Sağ 300x250 Reklam
YAZARLAR